

Vatandaşlık Hukuku Temel İlkelerinin Türk Hukuku ve Kıbrıs Türk Hukuku Açısından ...
388
tandaşı kabul edilmesine ilişkin düzenlemeye tâbi olarak, Türk vatan-
daşı kabul edilecek; vatansızlık önlenmiş olacaktır.
56
Ülkede bulunan terkedilmiş çocuklar ile ilgili olarak, Kıbrıs Türk
Hukukunda ise 25/1993 sayılı KYY md. 6/2’de
“Kuzey Kıbrıs Türk Cum-
huriyetinde bulunmuş sahipsiz çocuklar, aksi sabit olmadıkça, Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyetinde doğmuş sayılırlar.”
hükmüne yer verilmektedir.
Bu kapsamda, KKTC’de bulunmuş “sahipsiz” çocuklar, yukarıda
yer vermiş olduğumuz 25/1993 sayılı KYY md. 6/1 kapsamında ka-
bul edilerek, Kıbrıs Türk vatandaşlığı kazanacak; vatansızlık önlenmiş
olacaktır.
Diğer yandan, YKYY’da, tıpkı ülkede doğup, ana ve babasından
vatandaşlık alamayan çocukların vatandaşlık kazanmasına ilişkin hü-
küm bulunmadığı gibi, ülkede bulunan terkedilmiş çocukların vatan-
daşlık kazanması amacı güden herhangi bir düzenlemeye de yer veril-
memiştir. Bu bağlamda, YKYY’nın, yürürlükteki 25/1993 sayılı KYY’na
kıyasla, bu açıdan
yetersiz
kaldığı görülmektedir. Bu durum önemli bir
eleştiri konusudur.
2. Sonradan Vatansızlığın Önlenmesi
Sonradan vatansız kalınmasının önlenmesine ilişkin, Türk Huku-
kunda ve Kıbrıs Türk Hukukunda yer alan önlemler, vatandaşlığın ka-
zanılması açısından ve vatandaşlığının kaybedilmesi açısından olmak
üzere, ikili ayrıma gidilerek incelenecektir.
a. Vatandaşlığın Kazan
ıl
ması Açısından
aa. Vatandaşlığa Alınma
Türk Hukukunda, 403 sayılı TVK’nın yürürlükte olduğu dönem-
de, kişinin Türk vatandaşlığını kazanması, evliyse, eşin vatandaşlığı
üzerinde herhangi bir etki yaratmamakta, ancak, vatansız kadınlar,
eşlerinin Türk vatandaşı olması halinde, doğrudan Türk vatandaşı ola-
bilmekteydi. Burada, pozitif ayrımcılık temeline dayandırılan bir va-
tansızlığın önlenmesi uygulaması karşımıza çıkmaktaydı. Ancak, bu
noktada, pozitif ayrımcılığa gidilmek yerine, hem kadın hem de erkek
56
Hadimoğlu/Teksoy, s. 228.