

TBB Dergisi 2016 (123)
Enes KÖKEN
99
kurumdur.
109
Borçlar Hukukuna egemen olan ilkelerden irade özerk-
liği ilkesinin sözleşmeler hukukundaki yansıması olan sözleşme öz-
gürlüğüne getirilmiş sınırlamalardan biridir. Aşırı yararlanmada, ta-
raflardan birinin içinde bulunmuş olduğu olumsuz koşullardan diğer
tarafın yararlanarak aşırı menfaatler elde etmesi söz konusu olmak-
tadır. Aşırı yararlanma ile sözleşme özgürlüğünün kötüye kullanılıp,
sözleşme taraflarından birinin içinde bulunduğu olumsuz koşullar-
dan yararlanılması yaptırıma bağlanmış olmaktadır.
110
Aşırı yararlanmadan söz edebilmek için gerekli koşullar şunlar-
dır:
1-Subjektif koşul: Zarar görenin zor durumda bulunması veya dü-
şüncesizliği ya da tecrübesizliği.
2- Sübjektif koşullardan yararlanma.
3-Edimler arası aşırı orantısızlık.
Aşırı yararlanmanın koşullarından olan sübjektif koşulun türle-
rinden biri olan zor durumda bulunmada, kişinin içinde bulunduğu
zor durumdan kurtulması için sözleşmede öngörülen ağır koşulları
kabul etmekten başka çaresi bulunmamaktadır. Örneğin, oğlunun
ameliyatı için kasabada bulunan tek bir hekime müracaat eden A’nın
içinde bulunduğu bu zor durumdan yararlanma kastıyla hekimin aşırı
ücret talep etmesi durumunda aşırı yararlanma gerçekleşmiş olacak-
tır.
111
Aşırı yararlanma ile tefecilik suçunu karşılaştıracak olursak;
-Aşırı yararlanmanın düzenlendiği TBK m. 28, tefecilik suçundan
daha geniş bir uygulama alanına sahiptir. Tefeciden ödünç para alan
herkesin zor durumda olduğu söylenemez.
- Tefecilik suçunda ödünç para veren kişi faiz geliri elde etmesin-
109
TBK m. 28/1: “Bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa,
bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden
ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, za-
rar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa
bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler ara-
sındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir.”
110
Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 13.baskı, Ankara 2010, s.180.
111
Fikret Eren, Türk Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 17.baskı, 2014, s.419-420.