Previous Page  101 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 101 / 497 Next Page
Page Background

Tefecilik Suçu

100

den dolayı tarafların edimleri arasında orantısızlık bulunması her za-

man gabin açısından zorunlu şart olan açık orantısızlık boyutundan

olduğu söylenemez. Çünkü TCK m. 241’de, elde edilen faizin yüksek

miktarda olmasından dolayı edimler arasında açık orantısızlık olduğu

şeklinde bir ifade yer almamaktadır.

- Aşırı yararlanmadan bahsedebilmek için kişinin sömürme kas-

tıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Ancak, tefecilik açısından

önemli olan, kişinin kazanç elde etmek amacıyla hareket etmesidir.

Yukarıdaki açıklamalar ışığında, tefecilik suçu ile aşırı yararlan-

madan söz edilen durumların birbiriyle örtüşmediği görülmektedir.

Tefecilik suçunun meydana geldiği durumlarda, edimler arası oran-

tısızlık, aşırı yararlanma durumlarına nazaran daha fazladır; ancak,

diğer şartlar oluşmadığından TBK m. 28’in uygulanamayacağı ifade

edilebilir.

112

SONUÇ

Yapılan açıklamalar ışığında, TCK m. 241, son derece eksik ve ye-

tersiz bir düzenleme olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu düzenlemenin

getiriliş amacı ile ulaşılan sonuç birbirine zıttır. Kanunilik ilkesi ge-

reği, ulaşılmak istenilen amaca ulaşılamamaktadır. Kıyas yasağı ge-

reğince de amaçsal yorum yapılamadığı için, suçun kapsamı oldukça

daralmıştır. Dolayısıyla izlenilen suç politikası tam olarak yansıtıla-

madığı için uygulamada birçok sorun yaşanmaktadır. Çünkü bu suç

tipi ile korunmak istenen hukuki değer, yalnızca ödünç para verilme-

siyle ilgili işlemleri denetlemek değil, aynı zamanda bireylerin içinde

bulunduğu zor durumlardan faydalanılmasını engellemektir.

İkrazatçılığı, “Devamlı ve mutat meslek halinde, faiz veya her ne

ad altında olursa olsun bir ivaz karşılığı veya ipotek almak suretiy-

le, ödünç para verme işleriyle uğraşan veya ödünç para verme işleri-

ne aracılık eden ve kendilerine faaliyet izni verilen gerçek kişilerdir”

şeklinde yukarıda tanımlamıştık. Burada yer alan mantık devletin

suça teşvik etmesidir. Buradan çıkan sonuç şudur: Aynı fiili Devletten

izin alarak yaparsan suç olmuyor, izin almadan yaparsan suç oluyor.

112

Giyik, s.42-43-44.