Previous Page  226 / 561 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 226 / 561 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (124)

Fahri Gökçen TANER

225

“(5) Aralarında evlenme olmaksızın, evlenmenin dinsel törenini

yaptıranlar hakkında iki aydan altı aya kadar hapis cezası verilir.

Ancak, medeni

nikah yapıldığında kamu davası ve hükmedilen ceza bütün

sonuçlarıyla ortadan kalkar.

(6) Evlenme akdinin kanuna göre yapılmış olduğunu gösteren

belgeyi görmeden bir evlenme için dinsel tören yapan kimse hakkın-

da iki aydan altı aya kadar hapis cezası verilir.

B. İptal gerekçesi

Anayasa Mahkemesi söz konusu hükümleri Anayasa’nın 13. mad-

desinde yer alan ölçülülük ilkesine, 20. maddesinde yer alan özel ha-

yata ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkına ve 24. maddesinde yer

alan din ve vicdan özgürlüğüne aykırı bularak iptal etmiştir. 14’e karşı

3 oyla verilen karar, Resmi Gazete’de yayımlandığı anda yürürlüğe

girmiştir.

Mahkeme, kararında öncelikle söz konusu hükümlerde evlenme-

nin dinsel törenini yaptıranlar ile evlenme akdinin kanuna göre ya-

pılmış olduğunu gösteren belgeyi görmeden evlenme için dinsel tören

yapanların cezalandırılmasıyla, kişilerin özel hayatlarına ve aile ha-

yatlarına saygı gösterilmesi hakkı ile din ve vicdan özgürlüğüne bir

sınırlama getirildiğini tespit etmiştir. Bu bağlamda “din ve vicdan öz-

gürlüğü yönünden de uluslararası alanda genel kabul görmüş normlar

uyarınca, bu özgürlüğün özel bir görünümü olan “

dini veya inancı dışa

vurma özgürlüğü; ibadet, dinsel ritüellerin yerine getirilmesi, uygulamalar ve

öğretme gibi çok çeşitli davranışları kapsadığı”

sonucuna varan Mahkeme,

evlenmenin dinsel törenini yapma ve yaptırmanın da anılan özgürlük

kapsamında kaldığını ifade etmiştir.

Mahkeme ölçülülük ilkesi bakımından yaptığı incelemede ise özet

olarak

“hukuk düzenince resmî evlilik dışındaki hiçbir evlilik türüne hukuki

sonuç bağlanmaması suretiyle, itiraz konusu kurallarla amaçlanan aile düzeni-

nin korunmasına yönelik önlemin alındığını”

belirtmiş ve

“dolayısıyla hukuk

düzenince bu önlem alınmışken “hukuki müeyyide” aracından daha ağır bir

müeyyide öngören “suç ve ceza aracı”na başvurulması, itiraz konusu kurallar-

la yapılan sınırlamanın ölçüsüzlüğünü”

gösterdiğini ifade etmiştir.

Mahkemeye göre bu şartlar altında

“kişilerin dini inançları gereği

evlenmenin dinsel törenini yapma ve yaptırma fiillerini cezalandırmayı gerek-