Previous Page  227 / 561 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 227 / 561 Next Page
Page Background

Anayasa Mahkemesi’nin Çocukların Cinsel İstismarına ve Evlenmenin Dinsel Törenine...

226

tirecek bir zorunluluk yoktur” ve ayrıca “kişilerin herhangi bir dini tören veya

nikâh olmaksızın fiilen birlikte yaşamaları ve çocuk sahibi olmaları, özel hayata

saygı gösterilmesi bağlamında hukuk düzenince suç olarak nitelendirilip ceza-

landırılmazken, kişilerin özel hayatlarına ilişkin tercihleri ve dini inançları

gereği evlenmenin dinsel törenini yaptırmalarının suç olarak düzenlenmesi”

ölçülü değildir.

TCK’nın 230/6. maddesinde yer alan evlenme akdinin kanuna

göre yapılmış olduğunu gösteren belgeyi görmeden evlenme için din-

sel tören yapan kimselerin cezalandırılmasını öngören hüküm için ise

Mahkeme,

özel hayatlarına ilişkin tercihleri ve dini inançları gereği

evlenmenin dinsel törenini yaptıranlara yardım etmek amacıyla ha-

reket ettiklerinden, bu kişilerin fiillerinin cezalandırılmasını öngören

kural da yukarıda belirtilen aynı gerekçelerle ölçülülük ilkesini ihlal

ettiği”

sonucuna varmıştır.

C. İptalin çocukların cinsel istismarı suçuna dolaylı etkisi

İlk bakışta Anayasa Mahkemesi’nin evlenmenin dinsel törenine iliş-

kin verdiği kararının, çocukların cinsel istismarına ilişkin düzenleme-

nin iptaliyle ilgisiz olduğu düşünülebilir. Bilindiği üzere Medeni Kanun

uyarınca ülkemizde olağanüstü durumlarda 16 yaşında, veli veya vasi

rızasıyla 17 yaşında evlenmek mümkündür. Hukuka aykırı ve geçersiz

olarak, evlenme adı altında bu yaş sınırlarının ihlal edilmesi suretiyle

bir araya getirilen çocukların durumunu toplumun gözünde meşrulaş-

tıran en önemli unsur, evlenmenin dinsel töreninin yapılmasıdır.

TCK’nın 230/5 ve 6. maddelerinde imam nikahı yerine tercih edi-

len dinsel tören ibaresi, tüm dinleri kapsayan genel bir ifadedir.

6

Ger-

çekten insanların evlenmenin dinsel törenini yaptırarak, günah işle-

medikleri kanaat ve inancının verdiği rahatlık sebebiyle cinsel suçları

işlerken herhangi bir rahatsızlık duymamaları mümkündür.

7

Kanun

koyucu başka ceza kanunlarında suç olmayan bu fiili düzenlerken, bu

güveni yok etmeyi ve yerleşik bir geleneği yıkmayı amaçlamıştır.

8

6

Veli Özer Özbek - Nihat Kanbur - Koray Doğan- Pınar Bacaksız - İlker Tepe, Türk

Ceza Hukuku Özel Hükümler, 7. Baskı, Ankara 2014, s. 853.

7

Sahir Erman - Çetin Özek, Kamu İdaresine Karşı Suçlar, İstanbul 1992, s. 199. Ya-

zarlar 765 sayılı Kanun döneminde yazdıkları eserlerinde ırza geçme ve zina suç-

larından bahsetmektedirler.

8

Erman-Özek, s. 199.