Previous Page  400 / 561 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 400 / 561 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (124)

Bahattin ARAS

399

Yargıtay’a göre ceza yargılaması sürecinde alınmış olan rapor eğer

özel hukukta öngörülen prensip usul ve yöntemlere göre düzenlenmiş

ise hukuk hâkimi bu rapora göre hüküm verebilir.

103

Genel olarak Yargıtay ceza davası açılan hallerde, ceza davasında

alınan kusur raporu ile karar verilip, karar kesinleşse dahi, bu raporun

hukuk hâkimini kusur yönünden bağlamayacağını içtihat etmektedir

ve bu konu Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenmektedir.

104

Ancak

Yargıtay mahkûmiyet kararı ile sonuçlanmış olan bir davada alınan

kusura ilişkin bilirkişi raporunun en azından failin kusurlu olduğu

konusunda hukuk hâkimini bağlaması gerektiğine de kararlarında

yer vermiştir.

105

Yargıtay’a göre, hukuk ve ceza mahkemelerinden alın-

mış olan bilirkişi raporlarında kusur oranının birbirinden farklı olma-

sı halinde hâkimin, bu çelişkinin giderilmesi bakımından yeniden bir

bilirkişi heyeti oluşturarak raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek yeni

bir rapor aldırması gerekir.

106

sübut bulması yönünden hukuk mahkemesini bağlar ise de, kusurun takdiri ve

zarar miktarını tayini bakımından bağlanamaz. BK. nun 53. maddesini bu şekilde

yorumlamak icap eder.

Davalılar ceza dosyasındaki davacı alacağını belirleyen bilirkişi raporunun yeter-

siz olduğunu ileri sürerek yeniden inceleme yaptırılmasını isteyebilirler.

Mahkemece; hükme esas alınan ceza bilirkişi raporunda değinilen stopaj, gider

vergisi, giderler gibi kalemlerin davalılardan istenip istenemeyeceği hususları da

nazara alınarak bilirkişi incelemesi yaptırılıp hasıl olacak sonuca göre hüküm ver-

mek gerekirken, eksik incelemeyle karar verilmesi doğru olmamıştır…11. HD.,

1992/5573 E., 1992/10286 K., 28. 10. 1992 T. (Kazancı İçtihat-Bilişim Bilgi Bankası)”

103

“…ceza mahkemesinde alınan ve davalının olayda kusur oranını da belirleyen ra-

porun, iş güvenliği mevzuatı da göz önünde tutularak, yapılan değerlendirme so-

nucu verildiğinin, bu nedenle hukuki yönden de kanaat verici ve doyurucu bulun-

duğunun anlaşılmasına göre,…Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken,

önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır…”, HGK., 1994/10-390 E.,

1994/626 K., 19. 10. 1994 T. (İlmi ve

Kazai

İçtihatlar Dergisi, Y.1995, s.10807-10808;

Koçak, s.135 dn. 656)

104

HGK., 2008/4-734E., , K. 2008/766 K., 24. 12. 2008 T. (Akil, (Bilirkişi), s.695)

105

“…Ceza Mahkemesi´nin 2001/1393 Esas s. dava dosyası ile ceza davası açıldığı, bu

dava dosyasında davalının 1/8 oranında kusurlu bulunduğu, davanın mahkumiyetle

sonuçlandığı,anlaşılmaktadır. Mahkemece de bu dosyada alınan bilirkişi raporu dik-

kate alınmadan karar verilmiştir. Tazminat davalarında delillerin değerlendirilmesi

hâkime aittir. Borçlar Kanunu´nun 53 ncu maddesi hükmüne göre hukuk hâkimi ku-

surun varlığına karar verebilmek için ceza hukukunun mesuliyete dair hükümleri

ile bağlı olmadığı gibi, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin hususlarda da ceza

mahkemesi kararı ile bağlı değilse de, olgularda ve ortaya konulan delillerde farklılık

olmaksızın aynı kazada farklı kusur oranlarına ulaşılması adalete olan güveni sarsa-

bilecektir…11. HD., 2003/7126 E., 2004/1571 K. ,23. 02. 2004 T. (Koçak, s. 136)

106

“…Hükme esas alınan Adli Tıp Kurumuyla daha önce alınan bilirkişi raporları