Previous Page  542 / 561 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 542 / 561 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (124)

Özden SAV

541

denlerini anlatmaları gerekmektedir. Sığınılan devletin ilke olarak

herhangi bir sığınmacıyı sınırdışı etmeme (

non refoulement

) yükü-

mü bulunmaktadır. Ancak, ulusal güvenlik ve kamu düzeni nedeniyle

devletin ülkesinde bulunan sığınmacıları sınırdışı etme yetkisi saklı-

dır (m. 32(1)). Sınırdışı edilen kişiye olağan olarak başka bir ülkeye ka-

bul için makul bir süre tanınması gerekmektedir (m. 32(3)). Her halde,

sınırdışı edilecek olan sığınmacı kaçtığı ülkeye sınırdışı ya da iade edi-

lemez (m. 33(1)). Son olarak, bulunduğu ülkenin güvenliği bakımından

tehlikeli kişiler, kaçtığı ülkede ağır bir suç işlemiş olduğu kesinleşen

kişilerin bu haktan (sınırdışı edilmeme) yararlanma isteğinde buluna-

mayacakları öngörülmektedir (m. 33(2)).

Sığınmacıların konuk eden ülkede, geçerli olan yasa ve hukuk ku-

rallarına ve kamu düzeninin korunması amacıyla alınan önlemlere

uymak zorunluluğu bulunur (m.2).

Günümüzde uygulanan sığınmacıların korunmasına ilişkin ulus-

lararası rejim, Nansen döneminde uygulanan korumadan farklıdır.

Bugün B.M. Sığınmacılar Yüksek Komiserliği bütçesi, üye devletlerin

katkılarıyla oluşmaktadır. Dolayısıyla çok büyük olmayan bir bütçe,

tüm dünyadaki sorunlar için kullanılmaktadır. Bu kaynak, Yüksek

Komiserlik’in görev alanına giren ve sayıları milyonları aşan sığın-

macı ve yurt içinde yeri değiştirilmiş

99

(

IDP

) nüfusun korunması ba-

kımından kullanılmakla birlikte, Nansen dönemindeki gibi hem iş,

kabul edecek ülke, yolculuk belgesi hem de güvenli yolculuk yapmala-

rının sağlanmasında kullanılmanın masrafını karşılamaya yetecek bir

bütçe değildir. Dolayısıyla günümüzde sığınmacılara ev, iş ve yolcu-

luk güvenliği sağlamak görevi 1951 Sözleşmesi’ne taraf olan devletlere

düşmektedir. Yüksek Komiserlik ise daha çok Sözleşme hükümlerinin

uygulanmasını denetleme görevini yerine getirmektedir.

Türkiye’nin durumu:

Türkiye 1951 Sözleşmesi’ni imzalamış ve 29 Ağustos 1961 tarih ve

359 sayılı yasa ile onaylayarak 30 Mart 1962 tarihinde yürürlüğe koy-

muştur. Ancak, Türkiye Sözleşme’ye taraf olurken koyduğu çekince-

99

Internally displaced people karşılığında dilimizde kullanılan terimdir.

1990’lardan bu yana sığınmacılardan daha kalabalık olan bu grup, BMMYK

(UNHCR)’nın mesaisinin önemli bir bölümünü oluşturmak zorunda kalmıştır.