

TBB Dergisi 2016 (124)
Özden SAV
539
da bulunuyor ve oraya geri dönemiyor ya da sözü edilen korku (eziyet
çekmek korkusu) nedeniyle geri dönmek istemiyor
96
olmalıdır. 1951
Sözleşmesi altında, buraya kadar sayılan özellikleri taşıyan kimseler
“sığınmacı” olarak kabul edilmektedir
97
.
Görüldüğü üzere, 1951 Sözleşmesi’nde kabul edilen yukarıda be-
lirtilen sığınmacı tanımının, belirli bir olay ya da belirli bir azınlık
grubuna yönelik değildir. Bu özelliğiyle, 1951 Sözleşmesi kendinden
önceki sığınmacı antlaşmalarından farklıdır.
1966 Protokolü:
1951 Sözleşmesi üzerinde yapılan değişiklikleri içeren 1966 tarihli
ek Protokol, Sözleşme’de anılan salt II. Dünya Savaşıyla sınırlı olma
durumunu, kaldırmış ve böylece sığınmacı statüsü tanınmasını yal-
nızca II. Dünya Savaşıyla yani 1951 yılıyla sınırlı kalmaktan çıkmıştır.
Dolayısıyla, Protokol’e taraf olan devletler artık 1951’den sonra mey-
dana gelen olaylar nedeniyle ülkelerini terk eden kimselere sığınmacı
statüsü tanımayı bir yüküm olarak kabul etmiş olmaktadır. Bu düzen-
leme, günümüzdeki sorunları anlamaya yardımcı olur
98
.
Sığınmacılar hakkında öngörülen koruma rejimi:
1951 Sözleşmesi’yle sığınmacılar bakımından getirilen koruma ba-
kımından en önemli adım, sığınmacıyı geldiği ülkeye geri gönderme-
me/vermeme (
non refoulement
) kuralıdır (1951 Sözleşmesi m. 33(1)).
1951 Sözleşmesi ve eki Protokol hükümlerine göre sığınmacı statü-
sü kazanan kişilerin korunmasında gözetilmesi gereken temel ilke, bu
kişiler arasında ırk, din ya da gelinen ülke bakımından herhangi bir
ayırım gözetilmemesidir (m. 3).
96
Salt “eziyet göreceğine ilişkin haklı bir korku” koşulu, 1951 Sözleşmesi’ni, Millet-
ler Cemiyeti döneminde yapılan sığınmacı düzenlemelerinden farklı kılmaktadır.
97
2004 yılında kabul edilen 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu’nun “geri verme”
başlığını taşıyan 18. maddesinin 3.bendinde yer alan “kişinin, talep eden devle-
te geri verilmesi halinde ırkı, dini, vatandaşlığı, belli bir sosyal gruba mensubi-
yeti veya siyasi görüşleri nedeniyle kovuşturulacağına veya cezalandırılacağına
ya da işkence ve kötü muameleye maruz kalacağına dair kuvvetli şüphe sebep-
leri varsa, talep kabul edilmez” hükmüyle Sığınmacıların Statüsüne ilişkin 1951
Sözleşmesi’nden kaynaklanan yükümlülüğümüzün ulusal düzlemde uygulan-
ması güvence altına alınmıştır.
98
Eski Yugoslavya, Suriye, Orta Afrika Cumhuriyeti, Nijerya, Sudan, Afganistan en
yakın tarihli sığınmacı yaratan siyasal sorunlardır.