Previous Page  259 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 259 / 417 Next Page
Page Background

Tasarrufun İptali Davasının İpotek Alacaklısı ve Dördüncü Kişiye Etkisi

258

İİK m.282 uyarınca

“Bunlardan başka, kötü niyet sahibi üçüncü şahıslar

aleyhine de iptal davası açılabilir. İptal davası iyi niyetli üçüncü şahısların

haklarını ihlal etmez”

hükmü olmasına rağmen kötüniyeti ispatlana-

mamış, üçüncü veya dördüncü kişi olarak bile adlandıramayacağımız

ipotek alacaklısının hakkının ihlal edildiğini Yargıtay’ın istikrar ka-

zanmış yukarıdaki kararlarında görmekteyiz.

Henüz borç doğmadan borçlunun ileride alacağı krediye karşı-

lık malları üzerinde kurulan rehin kural olarak iptal edilemiyorken;

iptale konu tasarrufun konusu rehin tesisi değil de malik değişikliği

olduğunda, eski malik ile yeni malik arasındaki ilişkiyi hiçbir şekilde

bilebilecek durumda olmayan ipotek alacaklısının hakkı ihlal edil-

mektedir.

Yargıtay, kararlarında tasarrufun iptali davasına konu taşınmazla

ilgili olarak taşınmazı devralan kişinin alacaklıları lehine tesis edilen

ipoteğin tasarrufun iptali talebi kabul edilen alacaklıya karşı önceliği

bulunmadığına hükmetmektedir. Yargıtay’ın alacaklıya, iptal edilen

tasarruf oranında, taşınmazı devralan kişinin verdiği ipoteklerle ala-

caklı olanlar ile sonradan haciz uygulayan alacaklılardan önce ödeme

yapılması gerektiği görüşüne katılamadığımızı ifade etmeliyiz. Yar-

gıtay, bazı kararlarında “

İİK. 268’de ihtiyati haczin

rehne

iştirakine

dair bir düzenleme bulunmadığını” bu sebeple de

rehnin hacze,

iştirakinin mümkün olmadığını vurgulamaktadır. Yargıtay’ın bu ka-

rarları Medeni Kanun’un temel prensiplerine ve bu prensiplerin bir

yansıması olarak m.282 ile İcra ve İflas Kanunu’muza alınan, “iptal da-

vasının iyi niyetli üçüncü şahısların haklarını ihlal etmeyeceği” ana

kuralına aykırıdır. Bu kural var iken ayrıca rehnin hacze iştirakinin

mümkün olup olmadığına ilişkin bir madde aramak yersizdir.

Burada ipotek alacaklısının garameye katılması ihtimali bile tar-

tışılmadan ipotek alacaklısının menfaatinin hiçbir şekilde gözetilme-

mesi Kanun’a aykırıdır. Kanaatimizce burada tapu kaydında “ihtiyati

haciz”

şerhi

olup olmadığına bakmak gerekir. Taşınmaz

üzerinde

ih-

tiyati haciz var ve bu haciz kesin hacze dönüşmeden ipotek kurulmuş

ise ipotek alacaklısına herhangi bir öncelik tanınmamalı; buna karşın

ihtiyati haciz kararından önce ipotek tesis edilmiş ise tasarrufun iptali

davasını açan alacaklıya değil, ipotek alacaklısına öncelik tanınmalı

ve ipotek alacaklısının menfaati ihlal edilmemelidir.