Previous Page  257 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 257 / 417 Next Page
Page Background

Tasarrufun İptali Davasının İpotek Alacaklısı ve Dördüncü Kişiye Etkisi

256

23.Hukuk Dairesi vermiş olduğu kararlarında ipotek alacaklısının

hiçbir önceliği olmadığını vurgulamaktadır

54

. Nitekim bu kararlar-

dan bir başkasında: “Mahkemece, şikâyet olunanın hem eski malik,

hem yeni malik aleyhine takip yaptığı için tasarrufun iptali davası da

olsa daha önceden ihtiyati haciz konulduğundan birinci sırada yer al-

ması gerektiği ve sonucun değişmeyeceği, kaldı ki tasarrufun iptali

davasında kararın kesinleşmesine gerek olmadan satış istenebileceği,

tasarrufun iptali davası açan alacaklıya karşı sonradan lehine ipotek

tesis edilen veya haciz uygulayan alacaklıların iptal edilmiş tasarruf

oranında davayı kazanmış alacaklıya karşı önceliğinin bulunmadığı”

vurgulanmıştır

55

.

54

“…Şikâyetçi vekili, müvekkili banka ile borçlu Y…Y… arasında akdedilen kre-

di sözleşmesinin teminatı olmak üzere, bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzeri-

ne ipotek tesis edildiğini, ne var ki, taşınmazın satışından sonra düzenlenen sıra

cetvelinde, önceki malik M…A….’ın alacaklısı konumundaki şikâyet olunan ta-

rafından açılan tasarrufun iptali davasının kabul edildiğinden bahisle, satış be-

delinden öncelikle adı geçene pay ayrıldığını, oysa müvekkilinin Türk Medeni

Kanunu’nun (TMK.) 1023. maddesi uyarınca tapu kaydına güvenerek iyi niyetle

ayni hak iktisap ettiğini ve bu iktisabının korunması gerektiğini ileri sürerek, sıra

cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Şikâyet olunan vekili, rehnin

taşınmazdan yararlanma hakkı vermediğini, sadece alacağın tahsiline imkân sağ-

ladığını, şikayetçinin ipotek tesisi sırasında gerçek durumu fark etmesi gerektiği-

ni savunarak, şikâyetin reddini istemiştir. İcra Mahkemesi’nce, dosya kapsamına

göre, yeni malikin tesis ettiği ipoteğin alacaklısının, bu rüçhan hakkını, tasarrufun

iptali davasını kazanan eski malikin alacaklısına karşı ileri süremeyeceği gerekçe-

siyle şikâyetin reddine karar verilmiştir. Karar, şikâyetçi vekili tarafından temyiz

edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere,

delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayetçi vekilinin tüm

temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, şika-

yetçi vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan

İcra Mahkemesi kararının İİK’nun 366. maddesi uyarınca Onanmasına…” 23. HD.

13.10.2011 T. 2011/683 E, 2011/1030 K

(e-.uyar.com

İçtihat Programı, Erişim Tari-

hi:6.4.2016).

55

“…Şikayetçi vekili, müvekkili tarafından dava dışı asıl borçlu ile kefil A…B….

aleyhine başlatılan takip sırasında, A…B…. adına kayıtlı taşınmazlara haciz konul-

ması talebini içeren 30.12.2011 tarihli müzekkereye cevaben Tapu Müdürlüğü’nce

02.01.2012 tarihinde, borçlu Atalay’ın taşınmazını N…. B….’na devrettiğinin bil-

dirilmesi üzerine, tasarrufun iptali davası açıldığını, mahkemece, taşınmaz kaydı-

na 23.01.2012 tarihinde ihtiyati haciz konulduğunu, ancak söz konusu taşınmazın

şikayet olunanın başlattığı takip sonucunda satılarak sıra cetveli düzenlendiği,

sıra cetvelinde müvekkili alacağına pay ayrılmadığını ileri sürerek, şikayet oluna-

nın alacağının sıra cetvelinden çıkarılmasına, şikayet olunan alacaklının alacağı-

na ayrılan payın müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet

olunan vekili, müvekkilinin alacaklı olduğu ve sıra cetvelinin düzenlendiği takip

dosyasında hem eski malik Atalay’ın hem de yeni malik Nazlı’nın borçlu olduğu-

nu, tapu kaydına 02.01.2012 tarihinde haciz konulduğunu, sıra cetvelinin hukuka