Previous Page  323 / 393 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 323 / 393 Next Page
Page Background

Kefalet ve Bağımsız Garanti Sözleşmelerinin Sona Erme Halleri

322

muaccel hale gelmesidir ve düzenleme asıl borcun muaccel hale gel-

mesinden önceki dönemi ve muaccel hale geldikten sonraki dönem-

de alacaklının kefile karşı olan yükümlülüklerini ve kefilin alacaklıya

karşı olan haklarını düzenlemektedir.

Asıl borcun muaccel olmasından sonra kefil, adi kefalette alacak-

lıdan bir ay içerisinde borçluya karşı olan dava ve takip haklarını kul-

lanmasını, varsa rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçmesini ve

ara vermeden takibe devam etmesini isteyebilmektedir. Alacaklının

buna uymaması halinde kefil sorumluluktan kurtulmaktadır.

Müteselsil kefalette, asıl borcun muaccel olmasından sonra kefile

alacaklıdan dava ve takip haklarını kullanmasını istemesi sadece ka-

nunun öngördüğü hallerle sınırlandırılmıştır. Çünkü asıl borç muac-

cel olduktan sonra müteselsil kefilin kefalet borcunu ifa ederek sona

erdirme şansı vardır.

Kızılırmak

, kanun koyucunun burada “kanunun

öngördüğü hallerde” ifadesiyle müteselsil kefile doğrudan başvuru-

lamayacak hallerin düzenlendiği TBK md.586’yı kastettiğini öne sür-

mektedir.

42

Bu görüşe katılmakla birlikte; alacaklının takip başlattığı

ve takibe devam etmediği hallerde de, müteselsil kefilin takibe devam

edilmesini isteme hakkını kullanabilmesi gerekir.

43

Asıl borcun muaccel hale gelmesi alacaklının ihbarına bağlı oldu-

ğu durumlarda kefil, kefalet sözleşmesinin kurulmasından itibaren

bir yıl sonra alacaklıdan ihbarda bulunarak asıl borcu muaccel hale

getirmesini isteyebilir. Borç alacaklının bildirimi ile muaccel hale ge-

lecekse; kefil, alacaklının bildirimiyle birlikte muaccel hale gelen borç

için dava ve takip hakkını kullanmasını da ayrıca isteyebilir. Kanun

koyucu böylelikle kefili korumayı ve oluşabilecek belirsizliklerin önü-

ne geçmeyi amaçlamaktadır.

Kefilin yapacağı bildirimin şekli ve maddede yer alan bir aylık sü-

renin başlangıç tarihi konusunda herhangi bir düzenleme bulunma-

maktadır. Doktrinde, hukukumuzda genel olarak, irade beyanlarının

muhataba ulaşma tarihinin sürelerin başlamasına esas alındığından

bahisle, kefilin bildiriminin alacaklıya ulaşmasıyla bir aylık sürenin

42

Kızılırmak, s.39.

43

Şen, s.41.