

143
TBB Dergisi 2017 (128)
Gökhan Yaşar DURAN
Yukarıdaki açıklamalar kapsamında konu değerlendirildiğinde,
askerî yargı ile adli yargı görev ve yargılama usulü noktasından ay-
rılmış olmakla birlikte, ikisi de ceza mahkemesidir. Askerî yargı ceza
yargısının bir alt koludur. Her iki yargının da amacı maddi gerçeğin
ortaya çıkarılarak adaletin sağlanmasıdır. Kanaatimizce bu nedenle
askerî yargı tarafından verilen eski tarihli kararlar, suç konusu mad-
denin unsurlarında herhangi bir değişiklik olmadığı sürece, adli yargı
mercileri tarafından değerlendirilmelidir. Ancak bu suç tipine ilişkin
daha önce verilen
‘Asker
î
Yargıtay İBK Kararları’
kanun gücünü taşıdık-
larından kaldırılmadıkları sürece kanaatimizce adli yargı ceza mah-
kemeleri bakımından da bağlayıcıdır.
Yine bu konuyla bağlantılı olarak diğer bir husus AsCKm.63/1’deki
‘
Barışta, 1111 sayılı Askerlik Kanununun 89 uncu maddesi uyarınca hakla-
rında verilen idarî para cezası kesinleştikten sonra’
hükmünün hâkim ba-
ğımsızlığı açısından değerlendirilmesidir. Ünver/Hakeri’ye göre, idare
mahkemesinin kararlarının ceza mahkemesi hâkimi için çok önemli
bir karine oluşturacağında kuşku bulunmamaktadır. Yazarlara göre,
başka bir mahkemenin yargısı, istisna olarak olayı belirleme bakımın-
dan ceza mahkemesini bağlayabilmelidir.
163
AsCK m.63 söz konusu olduğunda, yükümlü hakkında kabahat
türü bir haksızlığa karşı idari merciler tarafından verilen ve kesinle-
şen bir karar bulunmakta, ancak bu karar ceza hâkimini AsCK m.63
bakımından yapacağı değerlendirmede bağlamaktadır. Zira bu durum
AsCK m.63/1’de suçun bir ön şartı olarak düzenlenmektedir. Eğer bu
idari karara karşı, daha önce kanun yoluna gidilerek, karar asliye ceza
mahkemesi tarafından kesinleştirilmişse mesele yoktur. Çünkü bu du-
rumda idari bir kararın bir ceza mahkemesi kararı ile kesinleştirilmesi
söz konusu olup, ortada bir ceza mahkemesi kararı olduğundan, bu
karar fail hakkında AsCK m.63’ten dolayı yargılama yapan ceza mah-
kemesini de bağlayacaktır. Ancak eğer bu karara karşı kanun yoluna
gidilmemişse kanaatimizce hâkim ön şartın varlığını re’sen inceleye-
bilmeli, gerektiğinde bu kararı kaldırabilmelidir. Aksi durum hâkim
bağımsızlığı açısından kanaatimizce sakıncalı olacaktır.
163
Ünver/Hakeri, s.89.