

146
Askerî Ceza Hukukunda Yoklama Kaçağı, Bakaya, Saklı Suçu (ASCK m.63)
kurumuna 24/11/2016 tarihli 6763 sayılı Kanun’la, AsCK’nın Ek 8’nci
maddesine eklenen son fıkrada yeniden yer verilmiş olmasıdır. Bu fık-
ra hükmüne göre,
‘Sırf askerî suçlar ile hapis cezasının
üst
sınırı
üç
ayı
geçen askerî suçlar hakkında,
önödeme
hükümleri’ uygulanamayacaktır.
Öte yandan 7 Mayıs 2004 tarih ve 5170 sayılı Kanun’la Anayasa’da
yapılan değişiklikle ölüm cezası tamamen kaldırılmıştır. Bu değişiklik
14 Temmuz 2004 tarih ve 5218 sayılı Kanun’la diğer kanunlara yan-
sıtılmış ancak AsCK’da herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. 1982
Anayasası’nda ölüm cezası kaldırıldığından ve Anayasa’nın 38’nci
maddesinde açık bir şekilde ‘ölüm cezası’nın verilemeyeceği düzenlen-
diğinden AsCK’nın 63’ncü maddesinde düzenlenen suçun seferberlik
halinde işlenmesi halinde öngörülen ölüm cezasının da artık kanaati-
mizce bir hükmü bulunmamaktadır
168
.
SONUÇ
Yoklama kaçağı bakaya suçlarını düzenleyen AsCK m.63 hükmü
orijinal düzenlenişinden itibaren bir takım değişiklikler geçirmiştir.
Ancak madde üzerinde 31.3.2011 tarih 6217 sayılı Kanun’la yapılan
değişiklik bugüne kadar yapılanların en önemlisidir. Zira bu değişik-
likle eylemin, barış zamanında ilk kez işlenişi 1111 sayılı Askerlik Ka-
nunu 89’ncu maddesinde düzenlenen ve idari para cezasını gerektiren
bir kabahat, bu cezanın kesinleşmesinden sonra ikinci kez işlenişi ise
AsCK m.63 kapsamında bir suçtur.
Böyle bir düzenleme yukarıda ayrıntılı
olarak açıklandığı üzere
kanaatimizce gerek Kabahatler Kanunu gerekse
5237 sayılı TCK’ndaki tekerrür müessesesinin özüne ve ceza hukuku-
nun temel ilkelerinden faile verilecek cezanın fiilin ağırlığı ile orantılı
olması ilkesine (TCK m.3/1) aykırıdır.
6217 sayılı Kanun’da bu değişikliğin, adaletin hızlı bir şekilde
işletilmesi ve mahkemelerin iş yükünün azaltılması gerekçesine da-
yandırılması da gerçekçi değildir. Zira yukarıda açıklandığı üzere ka-
bahatlerden dolayı verilen idari para cezalarına ilişkin idari yaptırım
kararlarına karşı başvuru yolunda itirazı inceleyecek mahkeme yine
bir ceza mahkemesidir (5326 SK. m.27/1). Burada hem idari makamla-
rın iş yükü artmakta hem de itiraz mahkemesi olarak ceza mahkeme-
168
Değirmenci Olgun, Askerî Ceza ve Disiplin Hukuku, 2.Baskı, Ankara 2014, s.219-
220.