Previous Page  222 / 545 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 222 / 545 Next Page
Page Background

221

TBB Dergisi 2017 (128)

Ebru CEYLAN

hükmünden birçok açıdan farklıdır. Bu hükümde, kiracı olmayan söz-

leşmeye mahkeme kararıyla taraf olurken, TMK.m.194 hükmünde ise

tek taraflı irade açıklamasıyla taraf olmaktadır, TMK.m.254/IV hükmü

boşanma halinde tanınmışken, TMK.m.194 hükmü ise evliliğin genel

hükümleri bakımından etkilidir. TMK:m.194’de kiracı olmayan eşin bu

sözleşme nedeniyle müteselsilen sorumlu olacağı kabul edilmişken,

TMK.m.254/IV ‘de ise böyle bir düzenleme yoktur.

80

bb. Evliliğin Ölüm Sebebiyle Sona Ermesinde

TMK. m. 255 /I’e göre, eşlerden birinin ölümü halinde, paylaşma

konusu olan mallar arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadık-

ları konut varsa, sağ kalan eş, bunlar üzerinde, kendisine miras veya

paylaşmadan doğan hakkına mahsup edilmek ve yetmezse bir bedel

eklemek suretiyle mülkiyet hakkı tanınmasını talep edebilir. TMK m.

255/I hükmü ile sağ kalan eşin sadece paylaşmadan doğan hakkına

mahsuben değil, bunun yanı sıra miras hakkına mahsuben de aile ko-

nutu ve ev eşyası üzerinde mülkiyet hakkı tanınmasını talep edebile-

ceği öngörülmüştür.

Bu hükmün uygulanma şartları şunlardır:

81

a) Eşler arasında paylaşmalı mal rejiminin geçerli olması gerekir.

b) Mal rejimi, ölümle son bulmuş olmalıdır.

c) Paylaşma konusu mallar arasında aile konutunun ve ev eşya-

sının bulunması gereklidir. Paylaşmalı mal ayrılığı rejiminin temeli,

mal ayrılığı rejimidir, bu nedenle eşlerin evlilik süresince edinilmiş

olan bazı malvarlığı değerleri paylaşıma tabidir. Bu mallar mülkiyeti-

nin hangi eşe ait olduğuna bakılmadan eşler arasında yarı yarıya pay-

laşılır. (TMK.m.250).

d) Sağ kalan eşin, miras ve paylaşmadan doğan bir hakkının bu-

lunması gerekir.

e) Sağ kalan eşin aile konutu ilişkin ayni hak talebi bulunmalıdır.

f) Aile konutunun ölenin altsoyundan birinin meslek ve sanatı

icra edeceği konut olmamalıdır.

80

Kılıçoğlu, Rıza, s.15.

81

Ceylan, Mal Rejimi, s. 1044; Nebioğlu Öner, s.177 vd.