Previous Page  79 / 545 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 79 / 545 Next Page
Page Background

78

Askerî Ceza Hukukunda Yoklama Kaçağı, Bakaya, Saklı Suçu (ASCK m.63)

ağır hapis, elde edilenler ölüm cezasına mahkûm edilirler. Az vahim hallerde

ölüm cezası yerine müebbet veya on seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis

cezası verilir ve diğer hallerde gösterilen cezalar yarıya indirilir’.

Yürürlükteki AsCK m.63/1’nci fıkrası ile 4726 sayılı Kanun’la de-

ğiştirilen maddenin yukarıda açıklanan 1’nci fıkrası kıyaslandığında;

eski metnin (A) bendinde yoklama kaçağı, bakaya, saklı ve ihtiyat er-

baş/er bakayası, (B) bendinde ise geç iltihak suretiyle bakaya eylem-

lerinin düzenlendiği ve her iki bent hükmünün failleri bakımından

farklı cezalar öngörüldüğü anlaşılmaktadır. 6217 sayılı Kanun’la yapı-

lan değişiklik sonrası, eski metnin (A) ve (B) bentlerinde yer alan ey-

lemlerden suç failinin saklı eylemi madde kapsamı dışına çıkarılmak-

ta yine eski metnin (A) ve (B) bentlerinde yer alan diğer suç konusu

eylemler AsCK m.63/1’nci fıkrasının (a), (b), (c) ve (d) bentleri altında

düzenlenmekte ve bu bentlerin failleri bakımından da ortak bir ceza

hükmü getirilmektedir.

Kanaatimizce 6217 sayılı Kanun’la maddenin 1’nci fıkrasında ya-

pılan en önemli değişiklik, bu suçu ilk kez işleyen suç faillerin eylem-

lerinin suç değil, kabahat olarak öngörülmesi ve kabahatlilerin bu ey-

lem ve cezaları ile ilgili olarak 1111 sayılı Askerlik Kanunu’nun 89’nci

maddesinin de 6217 sayılı Kanun’la değiştirilerek yeniden düzenlen-

mesidir. Böyle bir değişikliğe gidilme nedeni ise 6217 sayılı Kanun’un

genel gerekçesinde, ‘

devlet hizmetlerinin ve adaletin hızlandırılmasını, sü-

ratli, verimli ve ekonomik bir şekilde yürütülmesini sağlamak, mahkemelerin

iş yükünü azaltmak ve yargılama faaliyetinde zaman ve emek kaybını önlemek

amacı(na)’

dayandırılmaktadır.

14

Maddenin düzenleniş şekli açısından dikkati çeken bir başka hu-

sus, maddenin düzenlendiği ‘

Yoklama Kaçağı, Bakaya, Saklı, Firar’

şek-

14

6217 sayılı Kanun’un genel gerekçesi şöyledir: ‘Anayasanın 141’nci maddesinin

son fıkrasında ‘Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılma-

sı, yargının görevidir’’ hükmüne yer verilmiş, İnsan Hakları ve Temel Özgürlük-

lerin Korunmasına İlişkin Sözleşmenin 6’ncı maddesinin birinci fıkrasında da her-

kesin, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının ‘makul süre içinde’

görülmesini isteme hakkına sahip olduğu belirtilmiştir… Tasarıyla, Cumhuriyet

başsavcılıkları ve mahkemelerin görev alanında bulunan bir kısım suçlar, kabaha-

te dönüştürülerek yargı dışındaki bazı kurumların görev alanına dâhil edilmekte

ve idari yaptırıma dönüştürülen bu gibi eylemlerin ceza miktarları da günümüz

ekonomik koşullarına uygun bir hale getirilmektedir…’

(http://www2.tbmm. gov.tr/d23/1/1-1012.pdf,

04.12.2016).