

237
TBB Dergisi 2017 (130)
Yasin SEZER
lığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan alan” olarak
tanımlamıştır
.
Risk alanı belirleme yetkisi Bakanlar Kurulunundur. Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı, ilgili belediyeler veya özel hukuk kişileri de bu
konuda talepte bulunabilirler. Kanunun ilk halinde riskli alan belir-
lemede somut kriterler düzenlenmemiş, bu konuda idare geniş takdir
yetkisi tanınmıştır. Bu dönemde açılan iptal davalarında Danıştay, bir
alanın riskli alan ilan edilmesi için bu alanın can ve mal kaybına yol
açma riski taşıdığının, Yönetmelikte belirtilen usul ve esaslara uygun
olarak, hukuken hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya ko-
nulması gerekir diyerek birçok riskli alan kararını ya iptal etmiştir.
Bunun üzerine, 2016 yılında yapılan kanun değişikliği ve akabin-
deki yönetmelik değişikliği ile bu konuda kamu düzeninin bozulması
veya söz konusu olanın %65’nin kaçak yapı olması kriteri getirilmiştir.
Bu kriterlerin daha somut, ölçülü ve kabul edilebilir ölçütler olarak
yeniden düzenlenmesinde yarar vardır.
Riskli alanlarla ilgili bir diğer önemli düzenleme dava hakkı ile
ilgilidir. Kanununa eklenen EK 1 maddesine göre, riskli alan ilan ka-
rarına karşı dava açma süresi Resmi Gazete yayımlanma tarihinden
itibaren işlemeye başlar. Ayrıca, riskli alan ilan kararına karşı uygula-
ma işlemine bağlı olarak dava açılamaz.
Bu düzenlenin hak arama hürriyetini kısıtladığını düşünüyoruz.
Çünkü Resmi Gazete yayımlanma biçimi dikkate alındığında malik-
lerin söz konusu karardan haberdar olması oldukça zordur. Özellikle,
riskli alan ilan edilen alanın çok geniş olduğu uygulamalarda belki de
yüzlerce kişi bu karardan etkilenecektir. Bu nedenle, riskli alan ilan
kararlarının maliklerin her birine tebliğ zorunluluğu getirilmelidir.
Burada tebliğde yaşanan zorluklar nedeniyle kentsel dönüşümün ya-
vaşladığı veya yapılamadığı iddia edilebilir. Böyle bir iddianın haklılık
payı yüksektir. Ancak, maliklere tebliğ konusunda Tebligat Kanunun-
da öngörülen usullerin hepsi kullanılarak işlerin gecikmesi/aksaması
önlenebilir. Yeter ki istensin.
Hem dava açma süresinin Resmi Gazete yayım tarihinden başla-
tılması, hem de sonraki uygulama işlemi ile birlikte düzenleyici işleme
karşı dava açma yolunun kapatılması KISACA DAVA AÇMAYIN AN-
LAMINA GELİR.