

354
Şirket Etiği ya da İtibar Yönetimi Projesi: Haklar ve Hukuk BağlamındaKurumsal Sosyal Sorumluluk
gerekli gelişim düzeyi olarak sunulmuştur. Özellikle gelişmekte olan
ülkelerde uluslararası rekabet yeterliliğine yönelik politikalar yaygın-
lık kazanmış, uluslararası pazarla uyum amacıyla farklı siyasalar ya-
şama geçirilmiştir. “Esneklik” gerek politikanın gerekse ekonominin
ana sloganı haline getirilirken, “artırılan rekabet yeteneği” çalışma ve
örgütsel koşulları belirlemeye başlamıştır. Özgür etiksel normlar veya
gönüllülük temelinde toplumsal sorumluluk gündemi belirlemeye
başlamıştır.
18
Neoliberal küreselleşme süreciyle birlikte gücün/iktidarın kay-
dığı saptaması konusunda günümüzde bir oydaşma söz konusudur.
Bu saptama, ulus devlet öncülüğündeki geleneksel ya da klasik ak-
törlerin gerileyen etkilerine karşılık yeni türden aktörlerin yükselişini
müjdelemektedir. Bu çerçevede çok uluslu şirketler yalnızca küresel
pazardaki bir ekonomik güç olarak değil aynı zamanda politik alan-
daki rolleriyle de dikkat çekmektedir. Dahası küreselleşmenin birden
hızlandırdığı ekonomik ve politik değişim söz konusu bu şirketlerin
hukuksal dünyalarını da inşa etmiştir. Böylece ekonomik alandan
devletin geri çekilmesi ölçüsünde gönüllülük prensibine dayanan bir
kurumsal sosyal sorumluluk anlayışı zamanla uygun bir strateji hali-
ne gelmiştir.
Kurumsal sosyal sorumluluğa dair normlaştırma çabalarını in-
celeyen Klaus Priegnitz ve Birgit Stahl bu süreçlerin şirket sorum-
luluğu açısından nihayetinde sonuçsuz kaldığını vurgulamaktadır.
Yazarlara göre “iyi/faydalı şirket” çağrıları başarısız olmuştur çünkü
şirketler kendi sorumluluklarını ancak gönüllülük prensibine dayan-
dırabildikleri oranda kabul etmektedir.
19
Bir başka ifadeyle, şirketler
genel olarak devlet ya da devlet üstü kurumlardan gelebilecek dü-
zenleyici girişimlere mesafeli yaklaşmakta; sivil düzenlemelere ise
kendi beklentileri ve hedefleri doğrultusunda onay vermektedirler.
Dolayısıyla beklenen, devletlerin ve devlet üstü kurumların insan
hakları merkezli ve bağlayıcı kurallar alabilmesi ve bu kararları uy-
18
Asbjorn Wahl, “Was können wir von der “sichtbaren Hand” im nordischen Mo-
dell lernen?”, Judith Dellheim, Günter Krause (Hrsg.), Sichtbare Haende-Staat-
sinterventionismus im Krisenkapitalismus, RLS 86, Karl Dietz Verlag Berlin 2010,
s.154-156.
19
Klaus Priegnitz, Birgit Stahl, “Der gute Unternehmer”, Alles Wird Gut, VSA Ver-
lag, Hamburg 2010, s. 42.