

420
Güney Çin Denizi Tahkiminde Hakemlik Mahkemesi’nin İnsanlığın Ortak Mirası ...
GİRİŞ
Güney Çin Denizi’ne ilişkin Hakemlik Mahkemesi’nin incelediği
başvuru çok kompleks bir uyuşmazlıklar yumağı oluşturmaktadır.
Hakemlik Mahkemesi’nin kararında birçok konu tartışılmış ve kararın
birçok bölümü uluslararası deniz hukuku açısından oldukça önemli tes-
pitleri beraberinde getirmiştir. Hakemlik Mahkemesi’nin, Filipinler’in
başvurusu konusunda yargı yetkisine sahip olup olmadığını değer-
lendirirken yaptığı, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin
(bundan sonra, BMDHS)
1
XV. kısmı çerçevesindeki zorunlu yargı me-
kanizmasına ilişkin tespitleri, tarihi haklar bağlamında yaptığı tespit-
ler ve adasal yapılara ilişkin tespitler bunlar arasında öne çıkmakla
beraber, kararın neredeyse her bölümü ayrı birer incelemeyi hak et-
mektedir. Bu çalışmada temel olarak, Hakemlik Mahkemesi’nin, adasal
yapılarda
2
insan eliyle yapılan modifikasyonların, söz konusu adasal
yapıların statüsünü etkilemediği yönündeki tespitleri üzerinde duru-
lacaktır. Ayrıca, bu tespitlerin, insanlığın ortak mirası olarak adlandırı-
lan ve ulusal yetki sınırları ötesindeki deniz yatakları ve bunların top-
rak altının rejimi ile diğer devletlerin deniz yetki alanlarının, siyasi ve
ekonomik açıdan güçlü, gelişmiş sanayici devletlere karşı nasıl koruma
sağladığı açıklanacaktır. Böylece, kaba siyasi ve ekonomik maddi gü-
cün, deniz alanlarına yönelik yayılmacı pratiğinin, pozitif uluslararası
hukuk kurallarının Hakemlik Mahkemesi tarafından yapılan yorumu
neticesi, kısmen dahi olsa nasıl dizginlendiği görülecektir.
Güney Çin Denizi, Çin, Tayvan, Filipinler, Brunei Sultanlığı,
Malezya ve Vietnam kıyıları ile çevrelenmiş ve BMDHS’nin IX. kıs-
mı çerçevesinde yarı kapalı nitelik arz eden bir denizdir. Söz konusu
denizde, çoğu oldukça küçük ve yerleşilmemiş muazzam sayıda ada-
sal yapı bulunmaktadır ve bu adasal yapılar, bölgede bir egemenlik
uyuşmazlığını tetiklemiştir. Gerçekten de sahildar devletlerin hepsi
1
Çalışmada, BMDHS’den yapılan alıntılarda, şu çeviri esas alınmıştır: M. Aydoğan
Özman (Çev.), Birleşmiş Milletler Üçüncü Deniz Hukuku Konferansı Birleşmiş
Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi, İstanbul Deniz Ticaret Odası, 1984.
2
Çalışmada, adasal yapı ifadesini, İngilizce “insular features” ibaresinin karşıla-
mak üzere, coğrafi bir terim olarak kullanıyoruz. Bu terimle ada (island), kaya
(rock) ve cezir yüksekliklerini (low–tide elevations) kümülatif olarak ifade ediyo-
ruz. Bir adasal yapının, hukuken ada mı kaya mı yoksa cezir yüksekliği mi olduğu
ve bu değerlendirmeye ilişkin kriterlere, Hakemlik Mahkemesi’nin yaptığı tespit-
ler bağlamında çalışmada değinilecektir.