

54
Ötanazi Hakkına Dair Genel Bir Değerlendirme
rekli olarak, devletin görevinin yaşamı korumak olduğu, Avrupa İn-
san Hakları Sözleşmesi’nce (AİHS) güvence altına alınan 2. maddenin
yani yaşama hakkının, olumsuz bir yönde yorumlanmasının mümkün
olmadığını belirtmiştir.
Görüldüğü üzere ötanazi konusunda dünyada birçok otorite ve
neticesinde birçok düşünce mevcut bulunmaktadır. Bir konuda fikir
sahibi olabilmek, öncelikle düşünmeyi, araştırmayı ve o konuda tartış-
mayı gerektirir. Bunlardan uzak bir hüküm ortaya koymak ise derin-
likten uzak, sığ bir yorumun ötesine geçemez. Neredeyse 2500 yıl önce
ortaya atılmış düşüncelerin bugün hala anlaşılamaması gerçekten kay-
gı vericidir. Burada temel konu olarak aldığımız ötanaziye karşı, her
konuda olacağı gibi, enine boyuna tartışılmadan yasaklanması ya da
kabul edilmesi hususunun çok doğru bir kanaat olamayacağı açıktır.
Bu makalenin genel olarak amacı ülkemiz açısından bir değerlendirme
yapmak olmadığından, ülkemizde şöyle olmalı ya da olmamalı şeklin-
de bir yorum yapmak da doğru olmayacaktır; fakat bir karar verilecek-
se; “Her nerede olursa olsun, tarihin akışının sürekli değiştiği gerçeği
göz önünde bulundurularak karar verilmelidir.” denebilir. Zira 80 yıl
önce kadınların seçme hakkı dahi yokken 80 yıl sonra bu ülke de kadın
başbakan seçilebilmiştir. Bunun temel gerekçesi kadına bakış açısının
değişmesidir. Bu durum her konuda böyledir. Bakış açınız, sizin dü-
şünceleriniz üzerinde etki sahibi olur ve kararlarınızı yönlendirir.
İşte bu perspektifler ışığında şöyle bir değerlendirme yaparsak:
“
İntihar, hastalıklı bir ruh halinin kişide cereyan eden yansımaları neticesin-
de, kendisini etkisiz hale getirme, sıkıntılardan kurtulma gibi düşüncelerle
ortaya çıkan bir durumdur, kısaca intihar doğanın akışına karşıdır, olağan
değildir, dini ve ahlaki otoritelerce dışlanır, binlerce yıl devletler tarafından
dışlanmıştır ve dışlanmaya da her daim devam edecek kötü bir şeydir. Ötanazi
dediğimiz şey ise intiharın bir çeşididir. O halde intihar kötü bir şey ise doğal
sonuç ötanazi de kötü bir şeydir.”
Bu çıkarım çok açıkça görülebileceği
gibi içerisinde sebebi, sonucu ve neticesinde ortaya çıkması gereken
hükmü içerisinde taşımaktadır. Ancak ne kadar tatmin edicidir? Ör-
neğin özerklik hakkı olarak bilinen
“kişinin geleciğini her yönden tayin
etmesi”
düşüncesi bu düşünceyi anında reddedecektir. Veya
“yaşama
hak diyorsak ölmek doğal olarak hak olmalıdır”
diyen anlayışın görüşleri
ile doğrudan çelişecektir. Ya da ötanazinin birçok türünü kabul etmiş
Hollanda Devleti ve onun düşünce sisteminde, kendi sitemini benim-