

334
ABD Anayasal Düzeni Üzerinde Emperyal Başkanlık Gölgesi
kün olacaktır. Görevdeki Başkan Donald Trump’
ı
n Obama’nın Trump
Towers’ı dinlettiği iddiaları ve Trump’ın başkanlık seçim kampanyası
esnasında Rusya’nın da desteğini alarak rakibi Hillary Clinton aley-
hinde kullanılabilecek propaganda malzemesi topladığına dair haber-
ler
87
bu başkanlık döneminin söz konusu emperyal başkanlık kriteri
bakımından dikkate değer gelişmelere gebe olabileceğine işaret et-
mektedir.
SONUÇ
ABD’de kurucu iradenin hem tiranlığa hem de Konfederasyon ile
tecrübe ettikleri bölünmüş hükümete karşı duracak bir anayasa tasav-
vur ettiklerini söylemek yanlış olmaz. Bu doğrultuda kurucu babalar
anayasa müzakereleri neticesinde güçlü yürütmeyi aynı oranda güçlü
fren ve denge mekanizmalarıyla çevrelemeyi uygun görmüşlerdir.
Doğal olarak bu biçimsel çerçeve anayasayı uygulayanlar elinde
şekillenmiş ve kuruluş yıllarından itibaren yürütme organı
bilhassa milli
güvenlik tehditleri ve ulusal çıkarlar ekseninde yasama ve yargı karşısında güç
kazanmaya başlamıştır. Yasama ile
yürütme arasında sert ayrılık
öngören
başkanlık hükümet sisteminin beki de doğal sonucu olarak Amerikan
başkanları makamlarının güçlenmesine kolay adapte olmuşlardır.
Y
ürütmenin bu anayasal sınırlar içinde değerlendirile
bilecek “orga-
nik ve doğal büyüme” süreci Soğuk Savaş Dönemi ile birlikte farklı
bir boyuta taşınmıştır. Truman’ın kendisine hak gördüğü başkanların
Kongre’den bağımsız ve rutin biçimde savaş yetkilerini kullanabilece-
ği savı üzerine inşa olunan bu “emperyal” güç birikimi, yürütmenin
güvenlik alanı dışına taşan aşırı gizliliği ve nihayet normal şartlarda
düşman ile mücadelede kullanılan olağanüstü yetkilerin siyasi muha-
liflere uygulanması ile taçlanmıştır.
Nixon dönemi ile zirve yapan ve 11 Eylül saldırılarıyla tekrar
uyandırılan emperyal başkanlık olgusu bugün hala ABD anayasal
düzeni üzerinde gölge gibi dolaşmaktadır. Liberal
çizgideki
Demokrat
başkanlar dahi—rakiplerince daha çok iç politikaya (çevre, sağlık si-
gortası, göç vb.) müdahaleleri yüzünden emperyal sıfatına layık görül-
87
“The definitive Trump-Russia timeline of events”,
http://www.politico.com/trump-russia-ties-scandal-guide/timeline-of-events, (Erişim Tarihi: 24 Mart 2017).