

258
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Erozyon Süreci
tır. 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı kanunla 5235 sayılı kanunun m.5. III/4’e
eklenen hükümle HMK ve MTK’ya
göre yapılan tahkim yargılamasında
iptal davalarına ticaret mahkemelerinde
heyetli olarak görülüp sonuçlan-
dırılacağı belirtilmiştir. Bu kanun hükmünün istinaf mahkemelerinin faali-
yette olmadığı dönemde asliye ticaret mahkemelerinin iç işleyişini düzenle-
yen ve HMK’nın 410. maddesinin uygulanmasını ortadan kaldırmayan bir
düzenleme olduğunu iddia edenler olduğu gibi, kanunun yazılış tekniği ve
uygulanmasına ilişkin ayrık bir hüküm bulunmaması nedeniyle hakem yar-
gılamalarında asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu belirleyen bir
kanun hükmü olduğu, artık hakem kararlarının iptali davalarında bölge ad-
liye mahkemelerinin ilk derece mahkemesi olarak görev yapmasının mümkün
bulunmadığını belirten görüşler çoğunluktadır (Prof. Dr. Baki Kuru, İstinaf
Mahkemesine göre yazılmış Medeni Usul Hukuku, Prof. Dr. Hakan Pekcanı-
tez Medeni Usul Hukuku Cilt II, Prof. Dr. Sema Taşpınar Ayvaz tahkimde
görevli mahkeme Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez Armağanı). 6545 sayılı kanunla
5235 sayılı kanuna eklenen hüküm incelendiğinde bazı tereddütler uyandır-
makla birlikte bu kanun hükmünün istinaf mahkemelerinin faaliyette olma-
dığı dönemde uygulanacağına dair geçici bir hüküm bulunmadığı göz önüne
alındığında tahkim yargılamasında görevli mahkemenin heyetli asliye ticaret
mahkemeleri olduğu açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemenin
hakem kararlarının iptali davalarında bölge adliye mahkemesinin görevli ol-
duğuna ilişkin kararında isabet bulunmamaktadır. Bu durumda da ikinci me-
sele olan ilk derece mahkemesinin eldeki kararı 20.07.2016 tarihinden sonra
verilmiş olması nedeniyle istinaf edilmeden Yargıtay denetimine tabi tutulup
tutulmayacağı çözüme kavuşturulmalıdır. HMK’da istinaf edilmeden temyi-
ze tabi olan bir karar türü yoktur. Atlamalı temyiz olarak da adlandırılan bu
yol kabul edilmiş değildir. Hakem kararlarının iptali davalarında Asliye Ti-
caret Mahkemelerin görevli olduğunun kabul edilmesi nedeniyle HMK 439/6
fıkrasının halen uygulanabilir olduğunu söylemek mümkün değildir. Çünkü
HMK’nın sistemi tahkim yargılamasının ilk derece mahkemesi olarak Bölge
Adliye Mahkemelerinin görevli olması üzerine kurgulanmıştır. HMK’da at-
lamalı temyizin kabul edilmemiş olması, yeni düzenlemeye göre tahkim yar-
gılamasında Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli kabul edilmesi nedeniyle
HMK’nın 439/6 maddesinin de uygulanmasının mümkün bulunmaması ka-
bulünden yola çıkıldığında hakem kararlarının iptaline ilişkin kararlar önce
istinaf edilmeli, istinaf kararlarına karşı da temyiz yoluna başvurulmalıdır.
Ancak HMK 410. maddesi gerekçesi incelendiğinde tahkim yargılamasında