

255
TBB Dergisi 2017 (133)
Hakan PEKCANITEZ
naf ardından temyiz yoluna başvurulabilecektir.
52
Böylelikle tahkime
mahkemelerin müdahalesi daha da artacak ve hakem kararları bir
mahkeme kararından farklı kanun yolu denetimine tabi olmayacak-
tır. Bu ise tahkime yapılacak başvuruları caydıracak, engelleyecek bir
düzenlemedir. Aynı düzenleme Milletlerarası Tahkim Kanunu’nda da
yapılarak bu Kanun’un tahkime ilişkin hükümlerinin uygulanmasının
tercih edilmemesi sonucunu doğurmuştur. Zira hakem kararından
sonra önce asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açılacak, ardın-
dan istinaf mahkemesine ve daha sonra da temyize başvurulacaktır.
Bütün bu kanun yolları tüketildikten sonra kararın kesinleşmesi üze-
rine icra edilebilirliği için mahkemeye müracaat edilecek ve oradan
alınacak kararla birlikte ancak ilâmlı icra takibine başvurulabilecektir.
Milletlerarası Tahkim Kanunu hükümlerinin taraflarca uyuşmazlığın
çözümünde kabul edilmesi engellenmek istenilse idi ancak bu kadar
ileri giden bir düzenleme yapılabilirdi. Bir taraftan tahkimin gelişmesi
uyuşmazlıkların bu yolla çözümü istenirken, diğer taraftan bu tür dü-
zenlemeler yapılması anlaşılabilir değildir. Bir süre önce toplu mahke-
me iken tek hâkimli mahkeme hâline getirilen asliye ticaret mahkeme-
lerinin, kısa bir süre sonra yeniden toplu mahkeme hâline getirilmesi
yap-boz uygulamasının bir örneğidir. Üstelik ülkemizde hâkim açığın-
dan söz edilirken ve en önemlisi artık bölge adliye mahkemelerinde
zaten üç hâkim tarafından toplu mahkeme olarak inceleme yapılması
mümkün iken, ilk derece mahkemesinin dahi toplu mahkeme olma-
sı kanaatimce isabetli değildir Ayrıca asliye ticaret mahkemelerinin
toplu mahkeme olarak birçok il ya da ilçede kurulamamış olması da
adaletin eşit olarak uygulanması konusunda ciddi bir eksiklik oluştur-
maktadır.
Tahkim hükümlerinin özel bir usul olması bu konuda tahkim yar-
gılaması aşamasında başvurulacak görevli mahkemenin de uzman
olmasını gerektirmektedir. Bu amaçla bazı ülkelerde olduğu gibi isti-
naf mahkemesinin tahkimde görevli mahkeme olması kabul edilmiş-
tir. Ancak bu yöndeki düzenlemenin bir diğer nedeni de; bölge adliye
mahkemesi kararlarına karşı sadece temyiz kanun yoluna başvuru-
52
Pekcanıtez/Yeşilırmak, Pekcanıtez Usûl, s. 2626 vd. Karş. Kuru, İstinaf Sistemine
Göre Usul, s. 951.