

259
TBB Dergisi 2017 (133)
Hakan PEKCANITEZ
B.A.M’nin ilk derece mahkemesi olarak tercih edilmesinde “sürat ve uzman-
laşma” nın ön planda tutulduğu görülmektedir. Tahkime ilişkin kararların
önce istinaf sonra temyize tabi tutulması, kararların kesinleşme süresini uza-
tacaktır. Bu; kanun koyucunun amacına aykırı olduğu gibi tarafların tahkime
başvurmasını da engelleyecektir. HMK 444. maddesi “bu kısımda (tahkim)
düzenlenen konularda aksine hüküm bulunmadıkça bu kanunun diğer hü-
kümleri uygulanmaz” denmektedir. Bu maddenin gerekçesi; “Tahkim sözleş-
mesel bir kurum olmakla birlikte büyük ölçüde yargılama usulünü düzenler.
Ancak tahkimin amacı ve niteliği gereği, bu usul mahkemelerin tabi olduğu
yargılama usulünden farklıdır ve farklı olmalıdır” şeklindedir. Bu gerçekten
de açıkça anlaşıldığı gibi tahkim yargılaması farklı olmalıdır, basit hızlı ve
az masraflı olması halinde taraflar tahkime müracaat eder. HMK’nın genel
sistemi içinde tahkim kararlarının iptaline ilişkin kararlar önce istinaf son-
ra temyize gidecek olursa sürecin uzayacak ve kanun koyucunun amacının
tersine bir sonuç çıkacaktır. Bu durumda, hakem kararlarının iptaline ilişkin
görev 6545 sayılı kanunla 5235 sayılı kanunda yapılan değişiklik Asliye Tica-
ret Mahkemesine bırakılmış ise de bu kararlara karşı istinaf yoluna gitmeden
doğrudan temyize gidilebilmelidir. Prof. Dr. Baki Kuru ve Prof. Dr. Hakan
Pekcanıtez bu görüşü kabul etmişlerdir. Dairemizce Asliye Ticaret Mahkeme-
since verilen hakem kararlarının iptaline ilişkin kararlara karşı temyiz yoluna
başvurulabileceği, davacı tarafın istinaf başvurusu dilekçesi de temyiz dilek-
çesi olarak kabul edilip kararın temyiz incelemesi yapılmıştır.”
57
Bununla birlikte Yargıtay’ın diğer dairelerinden ne yönde karar
verileceği bilinmemektedir. Aynı görüş paylaşılmazsa, farklı daireler-
den farklı kanun yollarına başvuru söz konusu olabilecektir.
S O N U Ç
Mevcut kanunlarda tartışma yapılmadan acele ile ve torba kanun
içinde kabul edilerek yapılan değişiklikler, bu değişiklikler ile getiril-
mek istenilen faydadan çok daha zarar vermektedir. Yapılan değişik-
likler kanunlara güvensizlik yaratmak yanında, uygulama tarafından
takip edilemeyecek hale gelmektedir.
Değişiklikler fayda sağlamayınca yeni değişiklik yapmak gereği
ortaya çıkmaktadır.
57
23. HD, 11.05.2017, 1040/1433 (Yayımlanmamıştır).