

322
İştirak Nafakasının Belirlenmesiyle İlgili Seçilmiş Yargıtay Kararlarının Değerlendirilmesi
nafakanın kaldırılmasını olmazsa 150 TL’ye indirilmesini istediği, da-
valı vekilinin cevabında ise davacının halen ödemediği birikmiş nafa-
kalar bulunduğu, davalının asgari ücretle çocuğuna bakmaya çalıştı-
ğı belirttiği bilgileri vardır. Mahkeme, tarafların 06.09.2011 tarihinde
anlaşmalı boşandıklarını, müşterek çocuk nafakaya hükmedilmediği,,
daha sonra annenin açtığı dava sonucu 10.04.2013 tarihinde 450 TL ted-
bir ve iştirak nafakasına hükmedildiğini, ancak kararın tebliği edildiği,
ancak işbu davanın açıldığı tarihte kesinleşmediği gerekçesiyle dava-
cının davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davayı
reddetmiştir. Somut olayda annenin açtığı iştirak nafakası davasının
20.03.2012 tarihinde olduğu, bu davanın ise 01.09.2014 tarihinde açıl-
dığı anlaşıldığından nafakanın kaldırılması istenen dönem itibariyle
nafaka alacaklısı çocuğun yaşı, ihtiyaçları ile anne ve babanın sosyal
ve ekonomik durumları değerlendirilmeden talebin reddedilmesini Y
.
3. HD. kanımızca isabetli olarak bu kararı bozmuştur.
Sonuç
Çocuğun velayet veya bakım hakkına sahip olmayanın nafaka
ödeme yükümlülüğü olan iştirak nafakası velayete bağlı değil, anne
ve baba olmaya bağlı bir yükümlülüktür. İştirak nafakası, çocuk aile
içindeki zayıf durumu nedeniyle çocuğun korunması düşüncesiyle ço-
cuğun lehine düzenlenmesi gereken bir alacaktır.
İştirak nafakası davasında davacı olma hakkı, küçüğe fiilen bakan
anne ve babaya; ayırt etme gücüne sahip olmayan küçük için gereken
hallerde atanacak kayyıma veya vasiye ve ayırt etme gücüne sahip
olan küçüğe tanınmıştır. İştirak nafakası isteme hakkı, velayetin fiilen
kullanılmasına bağlı bir hak olduğu için, çocuğun velayeti kendisine
verilen taraftır. İştirak nafakası davasında davalı olma hakkı, küçüğe
fiilen bakamayan anne ve babaya; velayet hakkı kendisine verilmeyen
anne veya babaya; ayırtım gücüne sahip olmayan küçüğe atanan vasi
veya kayyım tarafından açılan davada küçüğün anne ve babasına; ayır-
tım gücüne sahip küçük tarafından açılan davada küçüğün anne veya
babası veya davacının dava ettiği davalıya aittir. Boşanma davalarında
yetkili mahkemeyi seçme imkânı kesin yetki kuralı öngörülmemiştir.
Bağımsız olarak açılan iştirak nafakası davasında TMK. m. 177 hükmü
gereği nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.