Previous Page  323 / 685 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 323 / 685 Next Page
Page Background

322

İştirak Nafakasının Belirlenmesiyle İlgili Seçilmiş Yargıtay Kararlarının Değerlendirilmesi

nafakanın kaldırılmasını olmazsa 150 TL’ye indirilmesini istediği, da-

valı vekilinin cevabında ise davacının halen ödemediği birikmiş nafa-

kalar bulunduğu, davalının asgari ücretle çocuğuna bakmaya çalıştı-

ğı belirttiği bilgileri vardır. Mahkeme, tarafların 06.09.2011 tarihinde

anlaşmalı boşandıklarını, müşterek çocuk nafakaya hükmedilmediği,,

daha sonra annenin açtığı dava sonucu 10.04.2013 tarihinde 450 TL ted-

bir ve iştirak nafakasına hükmedildiğini, ancak kararın tebliği edildiği,

ancak işbu davanın açıldığı tarihte kesinleşmediği gerekçesiyle dava-

cının davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davayı

reddetmiştir. Somut olayda annenin açtığı iştirak nafakası davasının

20.03.2012 tarihinde olduğu, bu davanın ise 01.09.2014 tarihinde açıl-

dığı anlaşıldığından nafakanın kaldırılması istenen dönem itibariyle

nafaka alacaklısı çocuğun yaşı, ihtiyaçları ile anne ve babanın sosyal

ve ekonomik durumları değerlendirilmeden talebin reddedilmesini Y

.

3. HD. kanımızca isabetli olarak bu kararı bozmuştur.

Sonuç

Çocuğun velayet veya bakım hakkına sahip olmayanın nafaka

ödeme yükümlülüğü olan iştirak nafakası velayete bağlı değil, anne

ve baba olmaya bağlı bir yükümlülüktür. İştirak nafakası, çocuk aile

içindeki zayıf durumu nedeniyle çocuğun korunması düşüncesiyle ço-

cuğun lehine düzenlenmesi gereken bir alacaktır.

İştirak nafakası davasında davacı olma hakkı, küçüğe fiilen bakan

anne ve babaya; ayırt etme gücüne sahip olmayan küçük için gereken

hallerde atanacak kayyıma veya vasiye ve ayırt etme gücüne sahip

olan küçüğe tanınmıştır. İştirak nafakası isteme hakkı, velayetin fiilen

kullanılmasına bağlı bir hak olduğu için, çocuğun velayeti kendisine

verilen taraftır. İştirak nafakası davasında davalı olma hakkı, küçüğe

fiilen bakamayan anne ve babaya; velayet hakkı kendisine verilmeyen

anne veya babaya; ayırtım gücüne sahip olmayan küçüğe atanan vasi

veya kayyım tarafından açılan davada küçüğün anne ve babasına; ayır-

tım gücüne sahip küçük tarafından açılan davada küçüğün anne veya

babası veya davacının dava ettiği davalıya aittir. Boşanma davalarında

yetkili mahkemeyi seçme imkânı kesin yetki kuralı öngörülmemiştir.

Bağımsız olarak açılan iştirak nafakası davasında TMK. m. 177 hükmü

gereği nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.