

319
TBB Dergisi 2017 (133)
Ebru CEYLAN
yapılan araştırmaya göre işçi olduğu ve 1600 TL maaş aldığı, 700 TL
kira ödediği, davalının da işçi olduğu 1400 TL maaş aldığı, üzerine
kayıtlı evde oturduğu, küçüğün ilkokul 4. Sınıfta ve devlet okulun-
da okuduğu anlaşılmıştır. Sözleşme yapıldığında karşılıklı edimler
arasındaki denge sonradan şartların olağanüstü değişmesi nedeniyle
taraflardan biri aleyhine katlanılamayacak derecede bozulmuşsa, ta-
raflar artık o sözleşmeyle bağlı tutulmazlar, değişen şartlar karşısında
MK. m. 2 ‘den yararlanarak sözleşmenin yeniden düzenlenmesini iste-
yebilirler. Mahkeme, davacının gelir durumu ve yaşam standardında
nafaka miktarı ile artış oranını sözleşmeyle kararlaştırdıkları tarihten
bu yana öngörülmeyen bir olumsuzluk meydana gelmediği, küçüğün
ekonomik durumunun nafakaya ihtiyaç duymayacak veya ödenenden
daha az nafakaya ihtiyaç duyacak kadar olumlu yönde değiştiği ka-
nıtlanamadığından davayı reddetmiştir.
YHGK.
İse
mahkemenin önceki
kararında direnmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, nafaka
yükümlüsü
davacının gelir durumunu dikkate alarak nafakanın miktarının yük-
sek olduğunu düşünerek kanımızca isabetli olarak karar vermiştir.
Y.3. HD. T.28.11.2016 E.2016/18321 K. 2016/13538 sayılı kararın-
da
61
belirtilen bilgilere göre anlaşmalı boşanma sonucunda iştirak ve
yoksulluk nafakasının indirilmesi istemine ilişkin bir dava olduğu, ta-
rafların yaptıkları protokol gereği .. mahkemenin 18.07.2014 tarih ve
2014/577 E.2014/611 K. sayılı kararı ile TMK. m. 166/III gereği anlaş-
malı boşandıkları, protokol ile ödenecek nafaka miktarının kararlaştı-
rılmış olduğu ve bu anlaşma mahkemece tarafların sosyal ve ekono-
mik durumlarına uygun bulunmuş ve verilen karar temyiz edilmeden
kesinleşmiştir. Bu protokol ile müşterek çocuğa 700 TL iştirak nafakası
ve davalı için aylık 300 TL yoksulluk nafakası hükmedilmiştir. Davacı
baba boşanma sonrasında ekonomik durumunun olumsuz değiştiğini,
iflas ettiğini, sonra askere gitmek zorunda kaldığını bu nedenle nafaka
miktarlarının 100 TL ‘ye indirilmesini istemiştir. Davalı ise davacının
kötüniyetli olduğunu ileri sürmüştür. Davacının sosyal ve ekonomik
durumunda boşanma ilamının kesinleşme tarihi olan 13.01.2015 tarihi
ile bu davanın açıldığı tarih ile davanın açıldığı tarih olan 20.03.2015
tarihleri arasındaki yaklaşık 2 aylık sürede olağanüstü bir değişiklik
olduğunun kabul edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar
61
(
www.kazanci.com.tr).