

337
TBB Dergisi 2017 (133)
Vildan GÖKKAY
Eski kanun ile ana ve babanın çocuk malvarlığı üzerinde sahip
olduğu istifade hakkı onlara çocuğun malvarlığından velayete ya-
kışmayan tarzda bir yararlanma hakkı bahşetmekteydi.
53
Çocuğun
malvarlığını yönetim kapsamında satabilseler dahi satış parasını
harcayamayan ana ve baba, çocuklarına bakmanın onları eğitmenin
karşılığında çocuklarının malvarlığından yararlanıp (nemalanma),
çocuğun mülkünü istifade hakkı kapsamında topladıkları kira, gelir
vs. rantı serbestçe harcayabiliyordu.
54
Yürürlükteki kanunumuz, me-
haz kanununda olduğu gibi ana ve babanın istifade hakkını kaldırmış
onun yerine ana ve babaya kullanma hakkı tanımıştır.
55
Bu değişikliğe
bağlı olarak ana ve baba istifade hakkında sahip oldukları gibi çocu-
ğun malının özüne el atamazlar, onlar çocuğun malvarlığını; özüne
zarar vermeden, tahsis amacına uygun olarak kullanabilirler.
56
Bu dü-
zenlemeler çocuk hukukunun temel ilkelerinden olan çocuğun men-
faatinin korunması ilkesiyle yakından alakalı olup çocuğun ekonomik
olarak istismar edilmesinin engellenmesi ve malvarlığının korunması
açısından yerinde olmuştur.
Yürürlükteki kanuna göre kullanma hakkı kapsamında ana ve baba,
çocuğa miras yoluyla kalan meyve bahçesinin mahsulünden, hisse se-
netlerinin temettülerinden veya çocuğa bağışlanan bir evin kira gelirin-
den yararlanamaz çünkü yürürlükteki kanun ana ve babaya kullanma
hakkı dışında hiçbir yararlanma biçimine imkân vermemiştir.
57
Kullan-
ma hakkı kapsamında ana ve baba, çocuğa ait bir evde oturabilirler,
çocuğa ait bir aracı veya video kamerayı bizzat kullanabilirler.
58
Kul-
lanma hakkı sahibi, çocuğa miras kalan bir otomobili kullanabilir ama
onu kiraya verip otomobilin kira gelirinden yararlanamaz.
59
Kullanma
53
Baygın, s. 416.
54
Hatemi/Serozan, s. 354.
55
Hatemi/Serozan, s. 355: “Ana babaya çocuğun malvarlığından böylesine geniş
kapsamlı bir yararlanma yetkisi veren düzenleme, besbelli, çocuğun evde oturma-
nın ve ana babasına masraf kapısı açmanın bedelini ödemek zorunda bırakılması-
nın yerinde olacağı yolundaki antisosyal ve biçimsel mübadele adaleti anlayışını
yansıtır. Oysa adaletli olan ve aile içi dayanışma töresine de yakışan, çocuğun
malvarlığının tümünün ve bu arada işgücünün tüm getirisine el konması ve bu
getirinin serbestçe tüketilmesi değil.”
56
Baygın, s. 416.
57
Baygın/Doğan, s. 408.
58
Akıntürk/Ateş Karaman, s. 427.
59
Kılıçoğlu, s. 651.