

390
Resmi Vasiyetname
ma yazma bilenlerin diledikleri takdirde TMK. md.534/III gereğince
tanıkların vasiyetin içeriğini bilmeleri halinde vasiyetnameyi miras-
bırakan bizzat okumaktadır. Halbuki karma vasiyette bu koşulun
da önemli olmadığı kabul edilmektedir. Bu durumda okuma yazma
bilenler için resmi memurun düzenlediği vasiyetnameyi bizzat oku-
ma yerine, okunmaksızın ve imzalanmaksızın vasiyette olduğu gibi,
düzenlenen vasiyeti resmi memurun okuyabilmesinin kabul edilmesi
karşısında iki vasiyet türü arasında bir fark kalmamaktadır. Bu durum-
da TMK.’nda düzenlenmiş olan resmi vasiyetnameyi “okuma yazma
bilenler” ve “okunmaksızın ve imzalanmaksızın” ayrımını “tanıkların
içeriğini bildikleri” ve “tanıkların içeriğini bilmedikleri” resmi vasiyet
şeklinde adlandırmak; TMK. md.534 ve 535 hükümlerini birleştirerek
bu yönde bir düzenleme yapmak gerekecektir.
32
cc. Yapılması
Bu maddeye göre vasiyetnamenin yapılmasında aşağıdaki aşama-
lar gerçekleşir:
-Vasiyetçinin son arzularını resmi memura anlatır. Bu sırada tanık-
ların da hazır bulunmasında bir sakınca yoktur. Zira TMK. md.535/I
resmi memurun hazırladığı vasiyetnameyi iki tanık huzurunda vasi-
yetçiye okumasını öngörmüştür. Bu nedenle tanıkların vasiyetçinin
son arzularını resmi memura anlatırken bunu duymaları ile, resmi
memurun bu son arzulara göre hazırladığı vasiyeti onların huzurunda
okurken bunun içeriğini bilmeleri arasında bir fark yoktur.
-Resmi memur vasiyetçinin son arzularına göre vasiyetnameyi
TMK. md.533/I’de olduğu gibi bizzat yazar veya yazdırır.
-Hazırlanan vasiyetname okuyamayan veya yazamayan vasiyetçi-
ye bizzat resmi memur tarafından ve iki tanık huzurunda okur.
-Vasiyetçi hazırlanan vasiyetin son arzularına uygun olduğunu iki
tanık huzurunda beyan eder.
32
Karşılaştırmalı hukukta resmi vasiyetnamenin düzenleme şekli için bknz: Cevdet
Yavuz- Murat Topuz, “Resmi Vasiyetnamede Düzenleme Şekli (Okuma Yazma
Bilen ve Bilmeyenlerin Vasiyetname Düzenleme Şekilleri Arasındaki Farklılıklar
Bağlamında TMK md. 534 ve 535 Değerlendirmesi
)”, Uyuşmazlık Dergisi
7. Sayı, s.
1148