Previous Page  427 / 705 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 427 / 705 Next Page
Page Background

426

Türk Miras Hukukunda Denkleştirme

Kazandırmanın denkleştirmeye tâbi olup olmayacağı konusunda

mirasbırakanın bir iradesi tespit edilememişse, bu takdirde m. 669’da

düzenlenmiş olan karineler devreye girer. Buna göre altsoy mirasçı-

lar çeyiz, kuruluş sermayesi, bir malvarlığının devri, borçtan kurtar-

ma yahut benzeri tarzda bir kazandırma almışsa bunlar karine olarak

denkleştirmeye tâbidir. Bu tür kazandırmaların denkleştirmeden kur-

tulması için mirasbırakanın bu yöndeki açık irade beyanı gereklidir ve

hâkim görüşe göre irade beyanı şekle tâbi değildir. Benzeri kazandır-

maların mahiyeti konusunda da doktrinde her türlü kazandırmanın

denkleştirmeye tâbi olması-yalnız bakım ve yardım mahiyetindeki ka-

zandırmaların denkleştirmeye tâbi olması şeklinde ayrılan tartışmalar

mevcuttur. TMK m. 669/2’de sayılmış kazandırmalardan olan çeyiz,

olağan ölçüler içinde kalmışsa denkleştirmeye tâbi olmaz. Yine olağan

eğitim masrafları da denkleştirmenin kapsamı dışındadır.

TMK m. 669/2’deki karine gereği altsoy mirasçılar aksi ispat edil-

medikçe denkleştirme borçlusu iken, altsoy dışındaki mirasçılar kural

olarak denkleştirme yükümlüsü değildir. Eşin durumu ise tartışmalı-

dır.

Mirasçılardan biri mirasbırakandan önce ölüm, ıskat, mirası ret

gibi sebeplerle mirasçılık sıfatını kaybederse, aldığı kazandırmadan

dolayı denkleştirme borcu, paylarında meydan gelen artış oranında

onun mirasçılarına geçer.

Denkleştirme, denkleştirme konusunun terekeye aynen veya de-

ğer itibariyle iadesi şeklinde gerçekleşebilir. Aynen iade edilirse, mi-

rasçı tıpkı diğer mirasçılar gibi paylaşıma katılır. Değer itibariyle ia-

dede ise, ya para olarak denkleştirme konusu terekeye verilir ya da

mirasçının payından değer mahsup edilip, terekenin alacaklı olup ol-

madığı saptanır. Son halde mirasçı hiçbir şey alamamasının yanı sıra

terekeye borçlanmış durumda da olabilir.

Değerin hesaplanması konusunda denkleştirmenin yapıldığı tarih

esas alınır. TMK m. 673’ün açık düzenlemesi karşısında yarar-zarar ile

gelir-gider hesabında zilyetlik hükümleri değil, sebepsiz zenginleşme

hükümleri uygulanır.