Previous Page  202 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 202 / 497 Next Page
Page Background

201

TBB Dergisi 2017 (özel sayı)

Fikriye Ceren SADİOĞLU

sonuçlarını ve sorumluluğunun ağırlığını tam olarak düşünemiyor-

lar.

1

Kefalet sözleşmesi genellikle bir dostluk veya arkadaşlık tezahürü

olarak, ivazsız bir şekilde akdedilen yardım amaçlı bir sözleşme olarak

karşımıza çıkıyor.

2

Başlangıçta sadece kağıt üstünde kalacak gibi görü-

nen bu yardım, ne yazık ki yardımsever kişinin hem kendisinin hem

de ailesinin ekonomik yıkımına yol açabiliyor.

3

Yani kefalet büyük bir

sorumluluk ve özellikle evli kişilerin kefil olmayı kabul etmeden önce

çok iyi düşünmeleri gereken bir mesele.

4

4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’ndan önce yürürlükte olan 743

sayılı Türk Kanunu Medenîsi’nin 169. maddesine göre evlilik birliğin-

de kadının kocası menfaatine üçüncü kişilere karşı geçerli bir şekilde

borçlanabilmesi için sulh mahkemesi hâkiminin onayı gerekmekteydi.

Yani kadının, kocasının alacaklısı ile kocası lehine yaptığı kefalet söz-

leşmesi, sulh mahkemesi hâkimi tarafından onaylanmadıkça geçerli

değildi.

5

4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nda ise bu hükme yer veril-

1

Hasan Ayrancı, “Şekil Şartına Uyulmadan Yapılan Kefalet Sözleşmesinde İfanın

Sonuçları”,

AÜHF Dergisi

, Ankara 2004, C. 53, S. 2, s. 98. Kefilin sorumluluğu

hemen doğmaması ve sorumluluğun doğmasının, asıl borçlunun borcunu ifa et-

memesi şartının gerçekleşmesine bağlı olması gibi sebepler kefilin düşünmeden

hareket etmesine yol açmaktadır. Ayrancı, s. 98-99.

2

Asıl borçlunun kefile bazı menfaatler sağması, kefalet sözleşmesinin ivazsız olma

niteliğini ortadan kaldırmaz. Bu tür bir menfaat, kefil ile asıl borçlu arasındaki iç

ilişkiye ilişkin bir unsurdur. Seza Reisoğlu, “Kefalet Kavramı ve Muteberlik Şart-

ları”,

AÜHF Dergisi

, Ankara 1962, C. 19, S. 1, (Kefalet Kavramı), s. 333; Fahrettin

Aral/Hasan Ayrancı, Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, (Genişletilmiş 9. Baskı),

Yetkin Yayınları, Ankara 2012, s. 421. Ayrancı, s. 424.ldir. Aval veren, aval verdiği

kişi ve ona karşı sorumlu olanlar aleyhine bağımsız bir rücu hakkı kazanır. Aral/

Ayrancı, s. 424.ldir. Aval veren, aval verdiği kişi ve ona karşı sorumlu olanlar

aleyhine bağımsız bir rücu hakkı kazanır. Aral/

3

Bu sebeple kefalet sözleşmesinin kurulması kanun tarafından sıkı şartlara tabi tu-

tulmuştur. Reisoğlu (Kefalet Kavramı), s. 350. Kefalet sözleşmesindeki sıkı şekil

şartlarının asıl amacı hukukî güvenliği sağlamak değil; kefili korumaktır. Ayrancı

s. 98. Yine kefili koruma amaçlı olarak kefalet sözleşmesinde asıl borcun belirli

veya belirlenebilir olması şartı söz konusudur. Hasan Ayrancı, “Kefalet Sözleşme-

sinde Asıl Borcun Belirli Olması İlkesi ve Cari Hesaba Kefalet”,

Gazi Üniversitesi

Hukuk Fakültesi Dergisi

, Ankara 2005, C. 9, S. 1-2, (Cari Hesaba Kefalet), s. 3.

4

Kefilin sorumluluğunun kapsamı hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Necip Bilge,

“Kefilin Mesuliyetinin Şümulü”,

AÜHF Dergisi,

Ankara 1956, C. 13, S. 1, s. 89 vd.;

Mehmet Deniz Yener, “Kefilin Sorumluluğunun Kapsamı ve 6098 sayılı Türk

Borçlar Kanunu ile Yapılan Değişiklikler”,

Finansal Araştırmalar ve Çalışmalar Der-

gisi

, İstanbul 2012, C. 3, S. 7; s. 105 vd.

5

Kocası ile birlikte yaşamayan veya mahkeme kararı ile ayrılığına karar verilen

kadının imzalayacağı kefalet sözleşmesinin geçerliliğinin de sulh mahkemesi

hâkiminin onayına bağlı tutulmaktaydı. Reisoğlu (Kefalet Kavramı), s. 351.