Previous Page  206 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 206 / 497 Next Page
Page Background

205

TBB Dergisi 2017 (özel sayı)

Fikriye Ceren SADİOĞLU

3. Kefalet Sözleşmesinin Kurulma Zamanı Bakımından

TBK m. 584/I uyarınca evlilik birliği devam ederken kurulan ke-

falet sözleşmeleri için diğer eşin rızası aranır. Kişi kefalet sözleşmesini

bekârken kurmuş, daha sonra evlenmişse bu durumda diğer eşin rı-

zası aranmayacağı gibi evliyken diğer eşin rızası alınmadan kurulan

kefalet sözleşmesi de boşanmayla geçerli hale gelmeyecektir.

21

Evlilik birliği devam ederken kurulan kefalet sözleşmelerinde

diğer eşin rızası aranması kuralının iki istisnası TBK m. 584/I’de be-

lirtilmiştir. Buna göre kefalet sözleşmesi TMK m. 170 vd. gereğince

mahkeme tarafından eşler arasında ayrılık kararı verilen dönemde

yapılmışsa veya TMK m. 197 gereğince yasal olarak eşlerin ayrı yaşa-

ma hakkının doğmuş olduğu bir dönemde yapılmışsa diğer eşin rızası

aranmayacaktır.

22

Türk Medenî Kanunu’nun boşanmanın yanında kabul etmiş oldu-

ğu ayrılık kurumu, tamamen çözülme aşamasına gelmiş olan evlilik

birliğinin, eşlerin barışma ihtimali olduğu düşünülerek, belli bir süre

daha ayakta tutulması ve bu sayede evlilik birliğinin devamının sağ-

lanması amacına yöneliktir.

23

Ayrılık, eşlerin barışmalarının ve ortak

hayatlarının yeniden kurulması ihtimalinin bulunduğu durumlarda,

evlilik ilişkisi devam etmek üzere belli bir süre ayrı yaşamalarını ön-

gören bir kurumdur.

24

Ayrılık, eşlerin birbirlerinden devamlı olarak

lanması gerekecektir. Bu durumda eslerin bulundugu yer veya isin niteligi geregi

müteselsil kefalet daha yaygın ise, esin rızasının müteselsil kefalete yönelik oldu-

ğu şeklinde yorumlanmalıdır. Badur, s. 291; Özen, s. 183; Yavuz, N., s. 3008-3009;

Cevdet Yavuz, Borçlar Hukuku Dersleri Özel Hükümler, (6098 sayılı Türk Borçlar

Kanunu’na Göre Güncellenmiş ve Yenilenmiş 14. Baskı), Beta Yayınevi, İstanbul

2016, s. 788.

21

Özen, s. 181; Reisoğlu, s. 92; Yavuz, s. 788.

22

Eşlerin yasal olarak ayrı yaşama hakkına ilişkin bir düzenleme mehaz İsviçre

Borçlar Kanunu’nda yer almamaktadır. Oğuz’a göre kanun koyucunun İsviçre

Borçlar Kanunu’ndan daha geniş bir düzenleme öngörmesinin sebebi ülkemizin

özel sosyal koşullarıdır. Oğuz, s. 69.

Doktrindeki bir görüşe göre istisnalar sadece bu iki durumla sınırlı olmamalı; eş-

ler arasında TMK m. 242 vd. maddelerince mal ayrılığı veya paylaşmalı mal ay-

rılığı rejimi kabul edilmişse veya TMK m. 206 uyarınca olağanüstü mal rejimine

karar verilmişse artık diğer eşin rızası aranmamalıdır. Aksoylu, s. 98.

23

Ahmet M. Kılıçoğlu, Aile Hukuku, (Genişletilmiş 2. Bası), Turhan Kitabevi, Anka-

ra 2016, s. 153. Ayrılık kurumunun gereksizliği yönünde bkz. Hüseyin Hatemi/

Burcu Kalkan Oğuztürk, Aile Hukuku, (4. Bası), Vedat Kitapçılık, İstanbul 2014, s.

125.

24

Bilge Öztan, Aile Hukuku, (6. Bası), Turhan Kitabevi, Ankara 2015, s. 710.