Previous Page  207 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 207 / 497 Next Page
Page Background

206

6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’na Göre Kefalet Sözleşmesinde Eşin Rızası

ayrılmayı isteyip istemediklerini tespit etmeye, hırs ve öfkelerinin ge-

çerek sakinleşmelerine ve böylece evlik birliğini devam ettirmelerine

yardımcı olur.

25

Sebepleri bakımından boşanma ve ayrılık birbirinden

farksız olup; Türk Medenî Kanunu’ndaki boşanma sebeplerinin tama-

mı ayrılık için de geçerlidir.

26

Ayrılık kararı eşlerden birinin talebi üze-

rine (TMK m. 167) veya boşanma istemiyle açılmış bir davada ayrılık

talebi olmasa da hâkimin ortak hayatın yeniden kurulması ihtimalini

tespit etmesi üzerine verilebilir (TMK m. 170/III).

Kefalet sözleşmesinde eşin rızasının aranmaması bakımından ay-

rılık kararının verilmiş olması yeterlidir. Ayrılık kararının eşlerden

birinin talebi üzerine verilmesiyle veya boşanma talebiyle açılmış bir

davada hâkim tarafından karar verilmesiyle arasında bir fark yoktur.

Kefalet sözleşmesinde eşin rızasının aranmayacağına ilişkin ikin-

ci istisna ise -mehaz kanunda bulunmamakla birlikte Türk Borçlar

Kanunu’nda düzenlenmiş olan- kefalet sözleşmesinin eşlerin ayrı ya-

şama hakkının doğduğu dönemde yapılmış olmasıdır. Türk Medenî

Kanunu’nda birlikte yaşamaya ara verilmesi kurumu evlilik birliğini

koruyucu bir önlem olarak düzenlenmiştir.

27

Birlikte yaşamaya ara

verilmesi döneminde eşlerin yaptıklarından pişmanlık duyacakları,

birlikte yaşamalarını engelleyen nedenlerin ortadan kalkacağı düşü-

nülür.

28

TMK m. 197/I’e göre eşlerden biri ortak hayat sebebiyle kişi-

liği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye

düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Eşlerden birinin ortak

hayat sebebiyle kişiliğinin ciddi biçimde tehlikeye düşmesi eşin beden

ve ruh sağlığının, şeref ve haysiyetinin, özel yaşamının ve özgürlük-

25

Öztan, s. 709.

26

Bazı boşanma davalarında ayrılık istenemez ve ayrılığa hükmedilemez. Anlaşma-

lı boşanma durumunda (TMK m.166/III), boşanma davasının reddinden sonra

ortak hayat 3 yıl borunca kurulamamışsa (TMK m. 166/IV), ayrılığa hükmedilip

de ayrılık süresi sonunda bir araya gelinememiş ise (TMK m. 177/II) ayrılık is-

tenemez ve ayrılığa hükmedilemez. Hatemi/Kalkan Oğuztürk, s. 126; Mustafa

Dural/Tufan Öğüz/Alper Gümüş, Türk Özel Hukuku Cilt III Aile Hukuku, Fi-

liz Kitabevi, İstanbul 2005, s. 132. Bu sonuca TMK m. 166/III’teki “....boşanmaya

hükmolunur” ve TMK m. 166/IV’te yer alan “...boşanmaya karar verilir” ifadele-

rinden ulaşılabilir. Abdülkerim Yıldırım, Aile Hukuku, Savaş Yayınevi, Ankara

2014, s. 83.

27

Evlilik birliğinin korunması hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Fikriye Ceren Palaz,

Evlilik Birliğinin Korunması, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayın-

lanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara 2011.

28

Öztan, s. 350.