Previous Page  68 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 68 / 497 Next Page
Page Background

67

TBB Dergisi 2017 (özel sayı)

Fahri Gökçen TANER

hükümlüler bakımından lehe sonuç doğmaması”

olduğu açıkça ifade edil-

miştir. Fakat bu yaklaşım kendi içerisinde ciddi çelişkiler taşımaktadır.

Burada, 2010 yılında hazırlanan Devlet Denetleme Kurulu raporunda

1

tavsiye edilen yolun izlendiği görülmektedir. Zira rapor özetinde şu

ifadeler yer alıyordu:

“Bu itibarla, mağdurun ruh sağlığında bozulma oluşup oluşmad

ığı

mevzuunun nitelikli hâller

arasından çıkarılması ve cezanın üst sınırının

yükseltilmesi yoluyla, davaya bakacak olan hâkime, işlenen suçun niteliği ve

işleniş biçimini değerlendirmek suretiyle uygun göreceği cezayı vermek konu-

sunda daha geniş bir takdir alanı bırakılmasının uygun olacağı düşünülmek-

tedir.”

Oysa beden ve ruh sağlığına ilişkin ağırlaştırıcı nedenlerin ka-

nundan çıkartılmasının en önemli nedenlerinden biri, bunların tutar-

sız biçimde uygulanması ve haksızlıklara yol açmasıdır. Buna ayrıca

mağdurların tekrar eden incelemeler sırasında ruhen yıpranmalarını

da eklemek gerekir.

2

Nitekim 6545 sayılı Kanun’un gerekçesinde

“Aka-

demik çevrelerde bu suçlara maruz kalanların ruh sağlığının mutlaka bozul-

muş olduğu kabul edilmekte ve ruh sağlığının bozulması kavramından neyin

anlaşılması gerektiği hususunda da tam bir mutabakat bulunmamaktadır.”

ifadesi yer almaktadır. Böylece üzerinde mutabakat bulunmayan bu

kavram, kanundan uygun olmadığı için çıkartılırken, daha önce hak-

sız olarak gereğinden ağır biçimde cezalandırılmış kimseler için lehe

sonuç doğması önlenmek istenmektedir. Madem lehe sonuç doğmasın

istenmektedir, bu kavram kanundan neden çıkartılmaktadır? Lehe ka-

nun uygulaması talebiyle iş yükü artmasın bahanesiyle, verilmiş olan

hükümlerin olduğu gibi kalmasını istemek ve bazı kimseler bakımın-

dan haksız olduğu peşinen kabul edilen uygulamaların kalıcı hale gel-

mesini sağlamak, bir hukuk devletinde olacak bir şey değildir? Üstelik

bu, açıkça ifade edilmiştir.

3

1

Bkz. Devlet Denetleme Kurulu’nun 2010/12 sayılı ve 01.07.2010 tarihli raporu.

Raporun özeti için bkz.

http://www.tccb.gov.tr/ddk/ddk46artuk.pdf.

(SGT:

24.03.2017)

2

Handan Yokuş Sevük, “6545 sayılı Kanun ile Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar-

da Yapılan Değişikliklerin Değerlendirilmesi”,

Ceza Hukuku ve Kriminoloji Dergisi

,

Y. 2015, C. 3, S. 2, s. 136.

3

Fahri Gökçen Taner, “6545 sayılı Kanun’la Cinsel Suçlarda Yapılan Değişiklikler

Üzerine Bir Değerlendirme”,

Güncel Hukuk

, Ağustos 2014, S. 128, s. 61 ve 62.