Previous Page  73 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 73 / 497 Next Page
Page Background

72

6545 Sayılı Kanun Cinsel Saldırı ve Cinsel Taciz Suçlarına Ne Getirdi? Ne Getirebilirdi?

çun temel şeklinden daha az bırakılması ihtiyacı”

olduğu ifade edilmişse

de, yapılan artırım dolayısıyla, öğretide orantısız olduğu ifade edilen

cezada, ani ve süreksiz davranışlar bakımından ciddi bir değişiklik ol-

mamıştır. Zira 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önce, cinsel

saldırı suçunun basit şekli için öngörülen ceza iki yıldan yedi yıla ka-

darken, bugün suçun hafif şekli için verilecek ceza iki yıldan beş yıla

kadardır.

Yapılan değişiklikle, 765 sayılı TCK’da yer alan eski suç tipleriyle,

5237 sayılı TCK’da yer alanlar arasında maddi unsur bakımından bazı

farklar olmakla birlikte, kategorik olarak neredeyse 765 sayılı TCK’nın

cinsel suçlarda benimsediği sisteme geri dönüldüğü söylenebilir. Böy-

lelikle 765 sayılı TCK’daki sözle sarkıntılığın karşılığı cinsel taciz, elle

sarkıntılığın karşılığı cinsel saldırı veya çocuklar konu olduğunda cin-

sel istismar suçlarının hafif şekilleri (sarkıntılık), ırza geçmenin karşı-

lığı ise

17

cinsel saldırı ve çocukların cinsel istismarı suçlarının nitelik-

li şekilleri olmuştur. 765 sayılı TCK’da yer alan ırza tasaddinin tam

karşılığının cinsel saldırı ve çocukların cinsel istismarı suçlarının basit

şekilleri olduğu söylenemez. Zira kapsama giren davranışlarda ciddi

farklar vardır. Fakat yine de uygulamacının bu suçların basit şekille-

rini kafasında ırza tasaddiyle özdeşleştirdiğini söylemek yanlış olma-

yacaktır.

Böylelikle 5237 sayılı TCK’da cinsel suçlarda kullanılan yeni kav-

ramların tartışılmasına ve anlaşılmasına izin verilmeden hızla yapılan

kanunun doğurduğu, eski kavramlara duyulan özlemin ve onlara ben-

zeterek öğrenme çabasının güçlendirdiği direnç galip gelmiştir. Nite-

kim öğretide 765 sayılı TCK’da yer alan kavramların kapsayıcı olma-

dığı ve kazuist bir düzenleme olması nedeniyle terk edildiği, yapılan

değişiklik sonrasında yeniden bu kavramlara başvurma ihtiyacı du-

yulacağı ifade edilmiştir.

18

Aslına bakılırsa ihtiyaç olmamasına karşın,

eski kavramlara uygulamacılar tarafından en azından akıl yürütülür-

ken sürekli başvurulmaktaydı. Zira kanun değişmesine karşın, 5237

sayılı TCK’da yer alan kavramlara ilişkin değişim, uygulamada gereği

gibi anlaşılamamıştır. Ortaya çıkan durumda, özellikle Avrupa ülke-

17

Oral ilişkinin 765 sayılı TCK döneminde “ırza geçme” suçu sayılmadığı yönünde

bkz. Türkan Yalçın Sancar, Türk Ceza Hukukunda Kadın, Ankara 2013, s. 102.

18

Koca-Üzülmez, s. 279.