Background Image
Previous Page  174 / 521 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 174 / 521 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2011 (96)

Selda ÇAĞLAR

173

uluslararası kurum ve kuruluşlar arasında işbirliği ve koordinasyonu

sağlamak, özürlüler ile ilgili ulusal politikanın oluşmasına yardımcı ol-

mak, özürlülerin problemlerini tesbit etmek ve bunların çözüm yollarını

araştırmak üzere 1997 yılında 571 sayılı Kanun Hükmünde Kararname

ile kurulmuştur. Ancak, kilit ve/veya koordinasyon kurumu olarak

daha üst düzeyde, yetki ve olanaklar açısından daha zengin bir siya-

si ve idari yapılanmaya ihtiyaç vardır. Engelli İşleri Bakanlığı gibi bir

bakanlık olmadıkça, bu tür kurumlar tek başına uygulamayı istenilen

düzeyde geliştirememekte, beklenen sonuçları üretememektedir.

Bağımsız denetime gelince, Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik

Kanun Tasarısı Taslağı’nda kurulması öngörülen Ayrımcılıkla Mü-

cadele ve Eşitlik Kurulu, işlev ve yetkileri açısından Engelli Hakları

Sözleşmesi’nin 33/2 hükmüne uygun bir yapıdır. Türkiye’de engel-

lilerin yargıya erişim konusundaki güçlükleri yavaş işleyen bir yar-

gı sistemiyle birleştiğinde, engellilerin hak arama olanaklarının iyice

daraldığı, Taslağın yasalaşmasıyla bu kanalların açılarak sorunların

biraz daha hafifleyeceği söylenebilir.

SONUÇ

Sosyal model teorisyenlerinin çoğu, maddi ve sosyo-kültürel

güçlerin toplumsal engellerin yaratılmasında birlikte rol oynadığını

düşünmektedir. Kişisel önyargılardan kurumsal ayrımcılığa, erişile-

mez ve kullanılamaz binalardan yararlanılamayan ulaşım sistemine,

ayrılmış eğitim düzeninden dışlayıcı çalışma koşullarına kadar pek

çok yapısal ve kültürel öğenin, engellilerin bireysel ve kolektif olarak

dışlanmasında etken olduğu ileri sürülmektedir. 21. yüzyılda çağdaş

insan hakları anlayışına uygun olarak, engellilerin engelli olmayanlar-

la aynı haklara sahip olma talebi, bu nedenle “ayrımcılık karşıtlığı”

ve “eşitlik” üzerinden dile getirilmektedir. Uluslararası insan hakları

belgelerinin de neredeyse tamamında, ayrımcılığın haklar üzerindeki

olumsuz etkisine değinilmiş, ayrımcılığın önlenmesi ve ortadan kaldı-

rılması devletlerin yükümlülüğü olarak ifade edilmiştir.

Yukarıda bölüm değerlendirmelerinde Türkiye’nin yükümlülük-

leriyle bağlantılı olarak her başlıkla ilgili öneri getirilmeye çalışıldı. O

nedenle burada kısa ve toplu bir bakışla;