Background Image
Previous Page  355 / 521 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 355 / 521 Next Page
Page Background

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Medeni Usul Hukukumuza Getirdiği Yeni Düzenlemeler

354

lep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise

kısmi dava açılamaz. (3) Dava açılırken, talep konusunun kalan kısmından

açıkça feragat edilmiş olması hâli dışında, kısmi dava açılması, talep konusu­

nun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmez.”

Kısmi dava ile ilgili olarak önemli bir değişiklik yapılmıştır.

Önceki Kanun döneminde davacı

“fazlaya ilişkin haklarını saklı tut­

madan”

dava açarsa kalan kısımdan feragat etmiş sayılıyordu, Yeni

Kanun’la bu uygulamadan vazgeçilmiş, talep konusunun geri kalan

kısmından feragat etmiş sayılması için açıkça feragat edilmiş olma-

sını aramıştır.

2-Davaların Yığılması (Objektif Dava Birleşmesi)

HMK m.110’a göre:

“Davacı, aynı davalıya karşı olan, birbirinden ba­

ğımsız birden fazla asli talebini, aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun

için, birlikte dava edilen taleplerin tamamının aynı yargı çeşidi içinde yer al­

ması ve taleplerin tümü bakımından ortak yetkili bir mahkemenin bulunması

şarttır.”

3-Terditli Dava

HMK m. 111’e göre:

“Davacı, aynı davalıya karşı birden fazla talebini,

aralarında aslilik-ferîlik ilişkisi kurmak suretiyle, aynı dava dilekçesinde ileri

sürebilir. Bunun için, talepler arasında hukuki veya ekonomik bir bağlantının

bulunması şarttır.

(2) Mahkeme, davacının asli talebinin esastan reddi­

ne karar vermedikçe, fer’î talebini inceleyemez ve hükme bağlayamaz.”

4-Seçimlik Davalar

HMK m.112’ye göre:

“Seçimlik borçlarda, seçim hakkı kendisine ait

olan borçlu veya üçüncü kişinin bu hakkı kullanmaktan kaçınması hâlinde,

alacaklı seçimlik dava açabilir. (2) Seçimlik davada mahkeme, talebin huku­

ka uygun olduğu sonucuna varırsa, seçimlik mahkûmiyet hükmü verir. (3)

Seçimlik mahkûmiyet hükmünü cebrî icraya koyan alacaklı, takibinin konu­

sunu, mahkûmiyet hükmünde yer alan edimlerden birine hasretmek zorunda­

dır. Ancak, bu durum, borçlunun, diğer edimi ifa etmek suretiyle borcundan

kurtulma hakkını ortadan kaldırmaz.”