Background Image
Previous Page  459 / 529 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 459 / 529 Next Page
Page Background

AİHM Türkiye Raporu

458

teremeyip, “suçun niteliğine, kanıtların durumuna ve dosyanın

içeriğine istinaden”

26

şeklinde basmakalıp ifadeler kullandığına,

bunun da AİHS’nin 5. maddesinin 3. fıkrasını ihlal ettiğine, defa-

larca hükmetmiştir.

35. Komiser, AİHM’in tanımladığı sorunun uygulamada devam et-

tiğini, tutuklu tutmaya izin veren kararların davaya özel olarak

alınmadığını ve “adaletten kaçma ve delilleri karartmaya iliş-

kin sağlam şüpheler olduğu” ve “işlendiği iddia edilen suçların

TCMK’nin 100. maddesinin 3. fıkrasında yer alan liste kapsamına

girdiğinin tespit edildiği” belirtilerek çoğunlukla kanunun lafzını

tekrar ettiğini görmüştür. Birçok davada hâkimlerin, verdikleri ka-

rarda şüphenin tam nedenlerini belirtmedikleri, adaletten kaçma-

ya ya da adalete müdahale riskine ilişkin spesifik delilleri değer-

lendirmedikleri ve savunmanın dikkatlerine sunabildiği herhangi

bir karşı nedeni nadiren kabul ettikleri görülmektedir. Türk yargı

mensuplarının aktardıkları dahil, Komiser’e verilen bilgiye göre,

özellikle tutukluluğu uzatma kararlarının neredeyse otomatik ola-

rak alındığı, hâkimlerin bu konudaki taleplerin çoğunu dava dos-

yasını detaylı olarak incelemeden onayladığı görülmektedir.

36. Komiser’e, bazı hakimlerin, şüphe ve tutukluluğa yol açan neden-

lere ilişkin usule uygun olarak gerekçelendirilmiş bir kararın, da-

vanın esasına ilişkin görüşlerini etkileyeceğini ve “ihsas-ı rey” (ki

bu da hâkimin reddine yol açabilir) teşkil edeceğini varsayarak,

böyle bir incelemeden kaçındıkları bildirilmiştir. Ancak bu yorum

AİHM içtihadıyla uyumlu değildir ve yetkililer bu tutumla müca-

dele etmek üzere önlemler almalıdır.

Mevcut tutukluluk alternatiflerine başvurulmaması

37. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, birçok davada Türk mahkeme-

lerinin yurt dışına çıkış yasağı, kefaletle salıverme ya da adli kont-

rol gibi -ki bunlar TCMK’nın mümkün kıldığı önlemlerdir- kişisel

özgürlüğü kısıtlayan, tutuklamaya alternatif önlemleri yeterince

göz önüne almadıklarına karar vermiştir. Özellikle TCMK’nın 101.

26

Cahit Demirel-Türkiye,

7 Temmuz 2009 tarihli karar, bak. 45. paragraf.