Background Image
Previous Page  17 / 521 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 17 / 521 Next Page
Page Background

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Revizyonu Üzerine Bazı Düşünceler

16

edilebilmesini temin amacıyla, bir revizyona tâbi tutulması evresinde,

gözetilmesi gereken belli başlı hususları, şu şekilde sıralamak müm-

kündür:

1-)

Her şeyden önce, Anayasamızın 142. maddesinde yer alan kura-

la uygun bir biçimde, yeni Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun birinci

maddesinde, mahkemelerin görevlerinin

ancak

kanunla tâyin edilebi-

leceği, idarenin düzenleyici işlemleri aracılığıyla, mahkemelerin göre-

vine yönelik olarak, herhangi bir belirlemede bulunulamayacağı, açık-

ça hüküm altına alınmıştır. Şüphesiz, kanunla yapılacak göreve ilişkin

bu belirlemenin, Anayasanın 37. maddesinde, açıkça güvence altına

alınmış bulunan tabiî hâkim ilkesine de uygunluk arzetmesi şarttır.

Ancak, 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun

Hükmünde Kararname’de, 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korun-

ması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’de, 555 sayılı Coğrafî

İşaretlerin Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’de

ve 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde

Kararname’de, bu kararnamelerde öngörülmüş olan bütün davalara,

kurulacak olan ihtisas mahkemelerinde bakılacağı belirtilmiş ve bu-

gün için, bu davalar bakımından ihtisas mahkemesi olarak da, fikrî ve

sınaî haklar hukuk mahkemeleri ile ceza mahkemeleri belirlenmiştir.

Anılan düzenlemeler, yasama organının bir tasarrufu olan kanunla

değil de; idarenin düzenleyici idarî işlemleri arasında yer alan kanun

hükmünde kararnameler aracılığı ile bir özel mahkeme kurulmasını,

bir görevlendirme yapılmasını öngördüğünden, hukuk devleti (AY

m.2) ve adil yargılanma hakkının (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi

m. 6; AY m. 36,I) bir unsurunu teşkil eden tabiî hâkim ilkesine (AY m.

37) aykırılık arzetmektedirler. Çünkü, tabiî hâkim ilkesinin unsurla-

rından birisini de, kanunîlik unsuru (AY m. 142) oluşturmaktadır ve

sözü edilen düzenlemelerde, kuruluş ve görevlendirme, kanunla de-

ğil, düzenleyici bir idari işlem aracılığı ile gerçekleştirilmiştir. Anılan

nedenle, bu bağlamda, belirtilen ilkelere uygun bir biçimde yasakoyu-

cu tarafından bir düzeltme yapılması zaruridir.

Yine, 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair

Kanun’un 4. ve 8. maddeleri ile Danıştay Kanunu’nun 27. ve Yargıtay

Kanunu’nun 14. maddesinde gerçekleştirilmiş olan değişiklikle, dava

dairelerinin görevlerini belirleme yetkisinin, Danıştay’ın ve Yargıtay’ın