Background Image
Previous Page  22 / 521 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 22 / 521 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2012 (99)

Süha TANRIVER

21

da, idare bütünü içerisinde yer alması sebebiyle, 659 sayılı KHK’nın 6.

maddesinin birinci fıkrası uyarınca, sorumluluk süjesi olarak, birinci

derecede, dava Yargıtay’a yöneltilecek; Yargıtay ise, bu durumda, hem

davalı hem de yargılamayı yapan yargı yeri konumuna gelecektir. Hu-

kukun genel ilkelerinden birisi de,

“hiç kimse kendi davasının hâkimi ola-

maz”

kuralıdır ve bu hususa, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanu-

nu’muzun 34. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, açıkça işaret

edilmiştir. Doğmuş olan bu çarpıklığın, 659 sayılı KHK çerçevesinde

yapılacak değişiklikle, bir an önce giderilmesi, uygun olur.

13-)

İhtiyarî dava arkadaşlığının işlerlik kazanmasına sebebiyet

veren hallerden birisi de, davanın temelini oluşturan maddî vakıa-

ların, birden ziyade kişi bakımından, aynı veya birbirine benzer bir

nitelik taşıması oluşturur. İhtiyarî dava arkadaşlığının ortaya çıkabil-

mesi için, davanın temelini oluşturan maddî vakıaların, birden ziyade

kişi bakımından, aynı ya da birbirine benzer olması yeterlidir; ilâve

bir koşul olarak, hukukî sebeplerde de bir ayniyet ya da benzerliğin

bulunması aranmaz. Dolayısıyla, ileride çıkması muhtemel sorunların

doğumunun şimdiden önlenebilmesi için, 6100 sayılı Hukuk Muhake-

meleri Kanunu’nun 57. maddesinin (c) bendinde yer alan

“ve hukukî

sebeplerin”

ibaresinin, madde metninden çıkartılması, isabetli olur.

14-)

Yine, davanın ihbarı üzerine, dava kendisine ihbar edilmiş

olan üçüncü kişiye, alternatif bir olanak olarak, davayı kazanmasın-

da hukukî yararı bulunan taraf yanında davaya fer’î müdahil sıfatıyla

katılmanın yanı sıra, hukukumuzda, avukat marifetiyle davayı takip

zorunluluğu da bulunmadığına göre, ihbar edenin yerine geçip onu

davada temsil etme olanağı da tanınmalı; bu husus mer’î 6100 sayı-

lı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 63. maddesinin metnine dâhil

edilmelidir.

15-)

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun öngördüğü

sistemde,

“mahkûmunbihi kabz”

, yani hükmolunan şeyi tesellüm yahut

tahsil, davaya vekâletin kanunî (olağan) kapsamı içerisinde yer almak-

tadır. Çünkü, sözü edilen yetki, 74. maddenin metni gözetildiğinde,

davaya vekâlette özel yetki verilmesini gerektiren işlemler arasında

yer almamaktadır. Dolayısıyla, anılan Kanun’un davaya vekâletin

kanunî kapsamını belirleyen düzenlemesinin

“hükmolunan şeyi tesel-

lüm ve tahsili”

de kapsayacak şekilde, yeniden gözden geçirilip bir dü-

zeltime tâbi tutulmasında yarar vardır.