![Show Menu](styles/mobile-menu.png)
![Page Background](./../common/page-substrates/page0315.png)
314
K’nda, ne yazık ki, işyerinde cinsel tacizle ilgili özel bir madde düzen-
lenmemiş, işyerinde cinsel tacizin ayrımcılık oluşturduğuna yer ve-
rilmemiş, işyerinde cinsel tacizin ve taciz biçimlerinin (cinsel rüşvet/
gözdağı tacizi ile düşmanca ortam yaratan tacizin) tanımı yapılmamış-
tır. Yalnızca işçinin haklı nedenle iş sözleşmesini feshettiği haller ve
işverenin iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği haller içinde, cinsel
taciz durumunda işçi ve işverene haklı nedenle fesih hakkı tanınmıştır.
Sonuçta sadece işten çıkma ve çıkarmayla ilgili bir düzenleme yapıl-
mıştır. Hâlbuki önemli olan, cinsel tacizi önlemektir. Yaptırıma bağ-
lamak önemli olmasına rağmen, öncelikli olan işverenlere işyerinde
cinsel tacizi önleyici önlemler alma ve mekanizmalar oluşturma yü-
kümlülüğü getirilmesidir. Ayrıca işverenlere, her işyerine giren işçi
veya işçilere işyerinde cinsel taciz konusunda eğitim verme yükümlü-
lüğü getirilmelidir.
3
4857 sayılı İş Kanunu’nda bu konudaki düzenlemelerin en önemli-
si; kadına karşı ayrımcılığın bir türü olan “cinsel taciz” le ilgili 24. mad-
de ile ilk defa bir işverenin bir işçiye ve de bir işçinin diğer bir işçiye
cinsel tacizde bulunması, tacize uğrayan işçiye sözleşmeyi derhal fesih
hakkı doğmaktadır. Yasada «işverenin işçiye cinsel tacizde bulunması,
işçinin işyerinde başka bir işçi veya üçüncü kişiler tarafından cinsel ta-
cize uğraması ve bu durumu işverene bildirmesine rağmen, işverenin
gerekli önlemleri almaması durumunda, işçi sözleşmesini bildirimsiz
olarak sona erdirebilecek.» ibaresi yer almaktadır. Ancak maalesef ya-
sal düzenlemeler yetersiz kalmaktadır. Öncelikli olarak cinsel tacizin
önlenmesine yönelik çalışmaların yapılması gerekliliğidir. Çünkü ta-
ciz mağdurlarının bütün istedikleri, tacizin meydana gelmemesi veya
meydana geldikten sonra derhal sona erdirilmesidir. Taciz ve tecavüz
gibi saldırılarda kadınlar toplumsal baskı sonucu olayı örtbas etmek
zorunda bırakılmaktadır. Kadın işçinin işten atılma tehlikesiyle karşı
karşıya kalması söz konusu olabilmektedir.
Türk iş hukukundaki ağır ve tehlikeli işlerde kadınlar için öngö-
rülen çalıştırma yasakları ve sınırlamalar, kadınların, özellikle kadın
mühendislerin istihdamını önemli ölçüde etkilemekte ve cinsiyet ay-
rımcılığına yol açmaktadır. Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği’ndeki
yasaklar, kadınların sanayide çalışabileceği alanları son derece kısıtla-
3
Bakırcı, Kadriye (İş Hukuku Açısından İşyerinde Cinsel Taciz).