Previous Page  423 / 437 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 423 / 437 Next Page
Page Background

AİHM’İn Perinçek Kararı: “Soykırım İnkârı”/İfade Özgürlüğü İkileminin Aşılabilirliği

422

AİHM kararı, titizlikle ve derinlemesine incelenen AİHS’nin 10.

maddesindeki ifade özgürlüğünü sınırlandırabilme koşullarının baş-

vuruda gerçekleşmediğini yerleşik içtihatları ışığında saptamasının

ötesinde, soykırım ve insanlık aleyhindeki suçların inkârına ilişkin

uluslararası hukuk kurallarıyla da uyum içindedir. Kararın ilk bölü-

münde ayrıntılı olarak zikredilen sözleşme ve uluslararası örgüt uygu-

lamalarından hiçbiri soykırım inkârını soyut ve mutlak biçimde ceza-

landırılacak bir fiil olarak tanımlamamakta, aksine, bu belgelerin bir

kısmına ilişkin denetim mekanizmaları da, geçmişteki olayların araş-

tırılmasını engellemenin uluslararası hukuka aykırı olacağına açıkça

dikkat çekmiştir:

- 1948 Soykırımın Önlenmesi Sözleşmesi soykırımın inkârı konu-

sunu öngrmemektedir. Sözleşme’nin III. maddesine göre cezalan-

dırılması gereken fiiller arasında ifade özgürlüğü alanıyla irtibat-

landırılabilecek tek fiil maddenin c) bendinde “

Soykırım işlemeye

doğrudan ve aleni surette kışkırtmak”

olarak belirlenmiştir. Bu çer-

çevedeki söylemsel faaliyetin ifade özgürlüğü hakkından yarar-

lanacak niteliği bulunmadığı gibi, ceza hukuku bakımından bir

“suça azmettirme” ve hatta duruma göre, bir “suça iştirak” olarak

nitelendirilmesi gerekecektir.

- Londra Anlaşması’na eklenen ve Nazi rejimi suçlularının yargı-

lanması ve kişisel sorumluluklarının belirlenmesi ile görevli Ulus-

lararası Askeri Mahkeme’nin Statüsünde soykırım ve insanlık

aleyhindeki suçların genel olarak inkârı düzenlenmemiştir.

- Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Statüsü’ne göre inkâr veya ifade

özgürlüğü ile bağlantılı herhangi bir suç tarifi yer almamaktadır.

- Ruanda’da 1994 yılında soykırım işleyen ve insancıl huku-

ku ihlâl edenleri yargılamakla görevli Ruanda Uluslarararası

Mahkemesi’nin Statü’sünde de inkâr suçu öngörülmemektedir.

- BM Her Türlü Ayrımcılığın Tasfiye Edilmesi Sözleşmesi’nin 4.

maddesinde “suç olarak cezalandırılması” istenen fiiller arasında

bağın bilincine kavuşmuşa (cogliere la consapevolezza) benzemektedir » Giulio

Enea Vıgevanı, Radici della costituzione e repressione della Shoah, Associazione

Italiana Costituzionalisti, 4/2014 s. 206-207. Son kararın da bu değerlendirmeyi

daha ayrıntılı gerekçelerle doğruladığı açıktır.