

TBB Dergisi 2012 (100)
Ceyda SÜRAL
207
• Genel yetkili mahkemenin belirlenmesinde kullanılan “mutad mesken”
kavramı.
Davalının yerleşim yeri belli değilse, HUMK hükümlerine
göre davaya davalının Türkiye’de son defa oturduğu yer mahkeme-
sinde bakılacaktı (HUMK md. 9/I). HMK sisteminde ise Türkiye’de
yerleşim yeri bulunmayanlar hakkında genel yetkili mahkeme, da-
valının Türkiye’deki mutad meskeninin bulunduğu yer mahkeme-
si olarak kabul edilmiştir (HMK md. 9). Anılan yetki kuralı sadece
gerçek kişilere karşı açılacak davalar bakımından geçerlidir. Zira,
tüzel kişinin oturduğu bir yerden ya da mutad meskeninden söz
edilemez. Mutad mesken kavramının ikametgâh kavramından farkı
subjektif unsur olan yerleşmek niyetinin aranmaması ve sakin olu-
nan yerden farkı da bir yerde bulunmanın makul bir süreyi içerme-
sidir. Bu makul süre, ilgilinin sosyal ve ekonomik ilişkilerini orada
gerçekleştirmesine yetecek uzunlukta olmalıdır. HMK sisteminde,
Türkiye’de ikametgâhı bulunmayan yabancı bir gerçek kişiye karşı
açılacak davalarda yabancının dava açıldığı esnada Türkiye’de bir
mutad meskeni olup olmadığının tespit edilmesi gerekecektir. El-
bette HUMK sisteminde kullanılan son oturulan yer kavramı daha
geniş bir kavramdır; zira, daha kısa süreli oturmaları da kapsadığı
gibi, dava açıldığı esnada halen Türkiye’de oturmayı da gerektir-
mez. Ancak, gerçek kişi yabancıya karşı açılacak malvarlığına iliş-
kin davaların uyuşmazlık konusu malvarlığı unsurunun bulundu-
ğu yerde; Türk vatandaşlarının kişi hallerine ilişkin davaların da
Türkiye’de açılması mümkündür. O halde, HMK değişikliği ile
“son
oturulan yer”
yerine
“mutad mesken”
kavramının kullanılması neti-
cesinde kime karşı dava açılamayacaktır? Belli bir süre Türkiye’de
oturmuş olup artık ülkeyi terk etmiş olan yabancılara karşı mal da-
vası açılamayacak ya da artık Türkiye’de oturmayan yabancı çiftin
boşanma davası da Türkiye’de görülemeyecektir. İlk halde, orta-
ya çıkabilecek tebligat sorunlarının yanı sıra ülkede kısa süre için
kalan ve/veya artık terk etmiş olan yabancıya karşı malvarlığına
ilişkin bir dava açılması halinde bu kişinin Türkiye’de malvarlığı
bulunması ihtimalinin de düşük olduğu dikkate alınarak kendisi-
ne karşı elde edilen kararın icrası mümkün olmayacaktır. İkinci hal
Türk mahkemesini ilgilendirmemektedir. O halde, HMK değişikli-
ğinin Türk mahkemesinin milletlerarası yetkisini her halde daralttı-
ğını ve Türk vatandaşları açısından olumsuz bir sonuca yol açtığını
söylemek mümkün değildir.