Background Image
Previous Page  95 / 477 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 95 / 477 Next Page
Page Background

5982 Sayılı Anayasa Değişikliği Kanunu’nun 1982 Anayasası’nın “Hukuk Devleti” Anlayışına ...

94

dokunulmaz alanlar yüzünden, maddî boyutuyla hukuk devleti uy-

gulamasına bir türlü işlevsellik kazandırılamamıştır. Bu yolla, sadece,

cumhuriyetin bir niteliği olarak görünürde hukuk devleti iddiası korun-

muş ve asıl siyasî hedef olarak belirlenen devlet otoritesinin güçlendi-

rilmesi, yürütme erki ön plana çıkarılarak hukuken hayata geçirilmiştir.

Özgün hâlini beş yıl koruyabilen mevcut anayasa, siyasetin de gi-

derek sivilleşmesi sonucunda gerçekleştirilen değişiklikler sonucunda

kısmen ve fakat yetersiz olarak demokratikleştirilmiştir. 2010 yılındaki

son değişiklik belli maddeleri itibarıyla hukuk devletine ilişkindir. An-

cak siyasî iktidar, çok rahat gerçekleştirebileceği ve hatta ciddî anlamda

diğer siyasî partiler ile sivil toplum kuruluşlarından destek bulabileceği

birçok düzenlemeyi 5982 sayılı Kanun’a dâhil etmediği gibi kanunla ger-

çekleştirilebilecek düzenlemelerden bazıları açısından da oldukça

“çe-

kingen”

davranmıştır. Ayrıca 53. madde örneğinde olduğu gibi yargı de-

netimine kapalı yeni bir alanı daha anayasal sistemimize yerleştirmiştir.

Birey özgürlüklerini güvence altına almak için özünde hukukî gü-

venliği ve siyasî iktidarın hukuka uygunluğunun sağlanarak, bütün

faaliyetleri açısından yargısal denetimin öngörüldüğü hukuk devleti-

nin anayasal sistemimiz açısından yeniden ve bu sefer eksiksiz olarak

yapılandırılması gerekmektedir. 1982 Anayasası’nın dengesini yitir-

miş kurgusu içinde bunu gerçekleştirmek, değişiklik hızı açısından ko-

lay bir yöntem gibi gözükse de siyasî maliyet bakımından Türkiye için

oldukça pahalı olabilecektir. Bu yüzden bütünüyle en baştan, demok-

ratik ve özgürlükçü bir ruhu bünyesinde barındıran yeni anayasayla

yoluyla hukuk devleti şemamızın değiştirilmesi zorunlu gözükmekte-

dir. Hazırlanış süreci daha uzun olabilecek / olması gereken bu yolun

çoğulcu ve katılımcı bir yöntemle inşâ edilmesi gerekmektedir. Aksi

hâlde, sadece sayısal çoğunluğa dayanan ve toplumun geniş kesimle-

rince desteklenmeyerek, anlaşılamayan/anlaşılmayan ve içselleştirile-

meyen bir

“kurucu belge”

gündelik yaşamımıza girmiş olacaktır.

Meşruluk bunalımı riskinin varlığı, demokratik bir siyasal siste-

min en önemli güvencelerinden birini oluşturan hukuk devleti örgüt-

lenmesini de zedeleyecek bir etki yaratacaktır. Bu yüzden 5982 Sayılı

kanunun hazırlanış usûlünden ve içeriğinden farklı bir yol izlenerek

ve biçimsel olmanın ötesine geçecek yapıda bir hukuk devleti şeması

oluşturulmalıdır.