

TBB Dergisi 2012 (100)
Bülent YÜCEL
91
lere yol açan kanunun, anayasanın hukuk devleti şemasına getirdiği
katkı istenilen ölçüde olmamıştır. Anayasanın yapılışı sırasındaki
“ya-
sama çoğunluğu”
göz önüne alındığında neden yapılan değişikliklerde
bu kadar
“ürkek”
ya da
“bilinçli”
davranıldığı tartışmaya açıktır.
Son anayasa değişikliğini hukuk devleti açısından
“olumlulukları”
ve
“yetersizlikleri”
dikkate alınarak değerlendirmek gereklidir. Böylece
sadece bardağın dolu tarafına takılmadan, kanunun yetersizliklerini
de vurgulayarak, yeni hazırlanacak anayasada özen gösterilmesi gere-
ken bazı noktalara dikkat çekilebilecektir.
5982 sayılı Kanunla, anayasanın öngördüğü hukuk devleti anla-
yışında olumlu bir yenilik olarak idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri
incelemek üzere
“kamu denetçiliği kurumu”
anayasal sisteme dâhil edil-
miş (AY. md. 74/IV); keza, uyarma ve kınama cezaları için yargı yo-
lunu kapatan hüküm kaldırılarak, disiplin cezalarının yargı denetimi
dışında bırakılamayacağı öngörülmüştür (AY. 129/III). Yine, Anayasa
Mahkemesi’ne
“bireysel başvuru”
18
imkânı düzenlenmiş (AY. md. 148/
III – V) ve Askerî Yargıtay ile AYİM’in kuruluş, işleyiş ve mensupla-
rının disiplin ve özlük işlerinin sadece mahkemelerin bağımsızlığı ve
yargıçlık güvencesi esasına göre düzenleneceği belirtilerek,
“askerlik
hizmetinin gerekleri”
ifadesi çıkartılmıştır (AY. md. 156/son, 157/son).
Son olarak, 1980 Askerî Müdahalesi’ni yapan dönemin iktidar men-
suplarını koruyan geçici 15. maddenin kalan kısmı da ilga edilerek
sembolik önemi fazla olan bir adım daha atılmıştır.
Değişiklik kanununu kabul eden siyasî iktidar, YAŞ ile HSYK
kararlarının yargı denetimine açılması noktasında, sayısal gücüne ve
siyasal etkinliğine rağmen, her iki kurulun bütün kararları için yar-
gı yolunu açmak yerine bunu kısmen gerçekleştirmiştir. YAŞ’ın terfi
işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç her türlü
ilişik kesme kararları için yargı denetimi öngörülürken (AY. md 125/
II); HSYK’nin yargı mensuplarını ciddî ölçüde etkileyecek işlemle-
18
Anayasa şikâyeti olarak da adlandırılan
“bireysel başvuru”
olanağı kurumsal
olarak olumlu bir düzenleme olmakla birlikte, Türk yargı sisteminin
“iş yükü”
sorunu dikkate alındığında, Anayasa Mahkemesi’nin ciddî bir zorlukla karşılaşma
olasılığı yüksek gözükmektedir. Konuya ilişkin ayrıntılı eleştiri için bkz. (Selin
Esen Arnwine,
“İspanya’da Amparo Başvurusu ve Türkiye”
,
Anayasa Mahkemesi’ne
Bireysel Başvuru Hakkı Sempozyumu, 26 Kasım 2010.
Eds.: Bülent Yücel – İlker
Gökhan Şen, Anadolu Üniversitesi Yayını, Eskişehir 2011, s. 112 – 114).