Background Image
Previous Page  158 / 537 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 158 / 537 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2012 (101)

Candide ŞENTÜRK / Tuğba BAYZİT

157

hakemesinden farklı olarak ceza hâkimi, tarafların talepleri ile bağlı

olmaksızın delilleri araştırabilir, delilleri vicdani kanaatiyle serbestçe

takdir edebilir. Bu bakımdan delillerin ceza muhakemesinde özel öne-

mi bulunmaktadır. Tanık beyanı ise kimi dosyaların tek delili olması

itibarıyla ayrı bir yere sahiptir.

TKK başvurulabilecek tedbirlerin kapsamını genişletmesine kar-

şın kimi noktalarda CMK m. 58 hükmü ile çelişmektedir. Yukarıda da

belirttiğimiz üzere çelişen noktalarda TKK’nın dikkate alınması ge-

rekmekteyse de ceza muhakemesine ilişkin tanık koruma tedbirleri-

nin tamamının CMK’da yer alması çok daha yerinde bir düzenleme

olacaktır. TKK’da yer alan hükümlerin, AİHM içtihatları çerçevesinde

değerlendirildiğinde, mahkeme içtihatları ile büyük ölçüde uyumlu

olduğu görülmektedir. Tanık koruma tedbirlerinin en tartışmalı ol-

duğu kısım tanığın kimlik ve adres bilgilerinin gizlenerek dinlenmesi

ve bu şekilde elde edilen beyanın hükme esas alınmasıdır. Bu durum

sanığın savunma hakkı bakımından birtakım sorunları su yüzüne çı-

karmaktadır. Bu nedenle öncelikle fiziki koruma tedbirlerine başvu-

rulmalı şayet bu tedbirlerden yeterli sonuç alınamayacağı anlaşılırsa

diğer ceza muhakemesi tedbirlerine başvurulmalıdır. Mevzuatımızda

açıklık bulunmamakla birlikte AİHM içtihatları doğrultusunda tehli-

keye maruz kalan tanığın korunması için birden çok tedbir bulunuyor

ise bu tedbirlerden sanığın savunma hakkını en az zedeleyecek olan

tedbir seçilmelidir.

Tanığın ses ve görüntüsünün değiştirilerek dinlenmesini,

AİHS’nin 6. maddesinde güvence altına alınmış olan adil yargılan-

ma hakkı ile bağdaştırmak oldukça güçtür. Ses ve görüntü değiştiril-

diği takdirde tanığın ifade sırasındaki mimik ve jestlerinin öncelikle

savunma makamı akabinde de muhakemeye katılanlar bakımından

algılanması mümkün olmamaktadır. TKK m. 9/8’e göre hakkında ted-

bir uygulanan tanığın beyanı tek başına hükme esas teşkil edemez ise

de sanığın mahkûmiyetinin böyle bir beyana dayandırılmasına engel

bulunmamaktadır. Ancak, AİHM içtihatları bu durumu m. 6 ile gü-

vence altına alınmış olan iddia tanıklarına soru sorma ve sorgulama

hakkının ihlali olarak kabul etmektedir. Bu konudaki uyumsuzluğun

giderilebilmesi adına mahkemeler ses ve görüntü değiştirilerek ya da