Background Image
Previous Page  159 / 537 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 159 / 537 Next Page
Page Background

Gizli Tanık

158

kimliği gizlenerek dinlenen tanık beyanlarını mahkûmiyete esas alma-

malı ancak yan delillerle de desteklendikten sonra bu beyanlar hükme

esas alınmalıdır.

Maddi gerçeğe ulaşma bakımından önemli bir yere sahip olan

tanık açıklamaları, tanıkların etkin şekilde korunmasının sağlanama-

ması nedeniyle güvenilirliğini yitirebilmektedir. Tanıklık kamu huku-

kundan kaynaklanan toplumsal bir görevdir. Tanık bir ispat aracıdır.

Şüpheli ya da sanığın aleyhine tanıklık yapacak kişinin ve yakınlarının

korunması ile sanık ve müdafinin savunma hakkı kapsamında tanık-

lara soru sorması arasındaki ilişkinin gözetilmesi oldukça önemlidir.

Hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygıyı esas alan bir hu-

kuk devletinde tanıkların korunması bakımından tanığın yaşam hakkı

ile serbestçe tanıklık yapabilme hakkı arasında bir dengenin sağlanma-

sı gerekmektedir. Ceza muhakemesi hukukunun temel ilkeleri ancak

bir hukuk devletinde uygulanabilir. Tanıkların korunmasına dair olan

hükümler savunma hakkını sınırlandıracak bir biçimde uygulanamaz.

Sanığın, tanığa soru sormak ve ifadesinin gerçeğe uygun olup ol-

madığını ortaya çıkarma konusunda yeterli ve etkili olanağa sahip ol-

ması gerekir. Tanık, haklı bir menfaat söz konusu ise duruşmada teşhis

edilemeyecek şekilde dinlenebilir. Savunma, tanığın beyanının içeriği

hakkında vasıta olmaksızın bilgi edinebilmeli ve tanığa doğrudan soru

yöneltebilmelidir. Tanık koruma yöntemleri arasında uygulaması en

kolay ve masrafsız yöntem olan tanığın kimlik bilgileri gizli tutularak

dinlenmesi tedbirinin, silahların eşitliği ilkesi bakımından birtakım so-

runlara yol açacağı açıktır. Gizli tanık dinlenmesi halinde tanıkların

kimlik bilgileri birçok olayda Cumhuriyet savcısı tarafından biliniyor

olacak, fakat tanığın güvenliğini sağlamak maksadıyla savunmadan

gizlenecektir. Bir kişinin sırf tanıklık yapmış olması sebebiyle kendi-

sine veya yakınlarına karşı bizzat sanık veya tanıdıkları tarafından

saldırıda bulunulması halinde, elbette bu tehlikenin o kişilerin özel

sorunları olduğu iddia edilemez. Söz konusu saldırının tek nedeni, bir

kamu görevi olan tanıklık görevinin ifası olup, kişinin yaşam ve vü-

cut bütünlüğünü korumayı öngören Anayasal düzenlemeler, tanıklık

yapmış olması sebebiyle yaşam ve vücut bütünlüğü tehlikeye girmiş

olanlar açısından evleviyetle geçerlidir.