Background Image
Previous Page  363 / 537 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 363 / 537 Next Page
Page Background

Kadın ve Aile Bireylerine Yönelik Şiddete Karşı 6284 Sayılı Kanunun Getirdikleri

362

5-

Zorlama hapsi için üst sınır altı ay olarak belirlenirken, ilk seferde

aykırılığın ağırlığına göre hâkim kararıyla üç günden on güne ka-

dar, sonraki her tekrarda onbeş günden otuz güne kadar olacağı

belirtilmiştir. Böylece zorlama hapsine karar verecek hâkimlerin

takdir alanı daraltılarak uygulama birliğinin sağlanması kolay-

laştırılmıştır. Buna benzer düzenleme hâkim tarafından verilecek

önleyici tedbir kararları, özellikle

“müşterek konuttan veya bulun-

duğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan ki-

şiye tahsis edilmesi”

(m. 5/1-b) için de getirilmeliydi. Her ne ka-

dar Kanun’un 8/2. maddesinde

“... resen, korunan kişinin ya da

Bakanlık veya kolluk görevlilerinin talebi üzerine tedbirlerin süresinin

veya şeklinin değiştirilmesine, bu tedbirlerin kaldırılmasına veya aynen

devam etmesine karar verilebilir”

hükmü varsa da önce 3, 5, 6 ay

olarak verilebilecek konuttan uzaklaştırılma tedbirinin süresinin

daha sonra duruma göre azaltılması veya kaldırılması, doğabile-

cek olumsuzlukları önlemeyebilir. Bunun yerine ilk olay ve tek-

rarlanmasına göre kademeli olarak artan sürelerin öngörülmesi,

hem uygulama birliği açısından, hem de psikolojik açıdan daha

uygun olurdu.

43

6-

Zorlama hapsine karşı bir kanun yolu (itiraz) veya başka türlü bir

denetim mekanizması öngörülmemiştir. Kanunkoyucu, eğer zor-

lama hapsine karşı herhangi bir kanun yolu öngörmediyse bunu

açıkça belirmeliydi. Hukukta açıklık ve belirlilik ilkesi çok önem-

itiraz yolunun bulunmadığını kabul etmek pek çok zaman telafisi imkânsız sonuçlar do-

ğurabilir. Zira, boşanma ortamında eşler sağduyulu düşünemezler ve pek sıklıkla düş-

manlık duyguları ile hareket ederler. Bunun böyle olmadığının ispatı her zaman eş yada

eşlere fırsat olarak tanınmalıdır.” (Köseoğlu, Bilal, Ailenin Şiddetten Korunması, Türkiye

Barolar Birliği Dergisi, Temmuz-Ağustos 2008, Sayı:77, s. 338), “

...koruma kararını

öğrenen, şiddet uyguladığı ileri sürülen kişinin kararın tebliğinden itibaren 10

gün içerisinde aynı mahkemeden kararın yeniden incelenmesini isteyebileceği,

başvurunun kararın uygulanmasını durdurmayacağı ve mahkemenin başvuruyu

ciddi görmesi halinde, en hızlı biçimde karşı tarafa tebligat gönderilerek duruşma

yapılacağı hususu yasaya eklenmelidir. (Karınca, Eray, Kadının Eş Şiddetinden

Korunması İçin 4320 Sayılı Kanunda Yapılabilecek İyileştirmeler, Türkiye Adalet

Akademisi Dergisi, Cilt:1, Yıl:1, Sayı: 3, Ekim 2010, s. 337, 338)

43

Çünkü niteliği itibariyle zaten ne psikoloji, ne sosyoloji, ne de pedagoji veya

kriminoloji ilmiyle bağdaşmayan, ceza kanunlarından asırlar önce çıkarılan

“sürgün”

cezası gibi bir tedbirin kabullenilmesi çok zordur. Medyaya yansıyan

olaylara bakıldığında evden uzaklaştırılma tedbirinin şiddeti önlemeden çok,

yeni şiddet olaylarına, hatta cinayet ve intiharlara neden olduğu görülmektedir.

Sadece bu konuda ne kadar anket, söyleşi, araştırma yapılsa azdır.