Background Image
Previous Page  351 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 351 / 473 Next Page
Page Background

Türkiye’de Kadın Hakları: Bir İleri, İki Geri

350

tılma alacağı çıkmayacak ve ayrıca miras hakkından da eline bir

şey geçmeyecektir.

b) Miras ret edilmiş ise, bu durumda da TMK. md. 231 hesap yöntemi

uyarınca ortada kadının talep ve tahsil edebileceği bir katılma ala-

cağı, ret edilen mirastan düşecek miras hakkı gibi, olmayacaktır.

Her iki durumda da TMK. md. 240 sağ kalan kadın açısından an-

lamsız ve etkisiz kalmaktadır.

17

Öte yandan ölen kocanın borca batık olmasından ötürü mirası

ret eden kadın için, terekede bulunan ve eşlerin birlikte yaşadıkları

konutta kadına tanınan miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkını

düzenleyen TMK. md. 652’nin de bir anlamı, miras ret edildiğinden,

kalmamaktadır. Yukarıda (6) no. lu dipnotta belirtilen Yargıtay kararı

TMK. md. 240 ve TMK. md. 652 hükümlerini mukayeseli olarak irde-

lemektedir.

F. BORÇLANMAK KOLAY,

AİLE KONUTUNU KORUMAK ZORDUR

Mevcut hukuk düzeni, eşlerin birbirlerine edinilmiş mallarından bir

şey bırakmamak adına, danışıklı işlemler yapmalarına müsaittir. Günü-

müzde geçerli tüketim ekonomisinde borçlanmak son derece kolaydır.

Zor olanın aile konutunu korumak olduğu ise apaçık ortada. Eşlerden

biri, koca, birlikte paylaşılmış uzun süreli evlilik süresi içinde kendi adı-

na tescil ettirdiği edinilmiş mallardan, kadına hak bırakmak istemiyor

ise, borçlanması yetecektir. Böylesine son derece kolay bir yolun, yasa

koyucu tarafından kapatılmamış olması, gerek hesapsız işlemlerle ve

gerekse kasten yaratılan borçlardan ötürü kadının edinilmiş maldaki

katılım payı alacağının aslında hayal olduğunu ortaya koymaktadır.

Tespit edilen sonucun en ilginç yanı ise, bu sonucun ne kamuo-

yunda ve ne de hukuk ortamlarında tartışmak bir yana, tartışılır bile

olmamasıdır. Edinilmiş maldaki katılım payı alacağı konusuna dair

metinlerde mal değerinden çıkartılacak mal borcu konusu, gerek teo-

ride ve gerekse içtihatlarda, bir tabu gibi görülmekte ve değinilmeden

geçilmektedir.

17

Yargıtay 2. H. D. 2008/10102 E. -2009/16381 K. – 01. 10. 2009 T. K. , Yargıtay 2. H.

D. 2007 / 5770 E. -2007 / 8197 K. – 16. 05. 2007 T. K.