

Ayırımcılık Suçu
54
ilgili saiklerden sadece bazıları maddede açık olarak belirtilmiş, geri
kalan kısmı
“ve benzeri sebeplerle ayırım yapmak”
denilerek, örnekleyici
olarak ifade edilmiştir. Suçta ve cezada kanunilik ilkesi çerçevesinde
kanunkoyucunun örnekleyici saiklerle suçun işlenebileceğini kabul
etmiş olması, suçun belirlenmesinde muğlaklık yartmış ve kanunilik
ilkesinin bir gereği olan açıklık ve belirlilik sağlanamamıştır. Bu husu-
sun da ceza genel teorisi ile uyuşması mümkün değildir.
Suçun maddi unsuru, seçimlik hareketlerden oluşmuş; bazıla-
rı icrai bazıları ise ihmali hareket olarak düzenlenmiştir. Bu anlam-
da TCK m. 122’de yer alan ayırımcılık suçu, bazı seçimlik hareketleri
bakımından icrai, bazıları bakımından ise, gerçek ihmali suç olarak
düzenlenmiştir. Ancak amacı gereği düzenlemenin gerçekten etki do-
ğurabilmesi için icrai hareketle işlenmesi gereken bazı seçimlik hare-
ketlerin ihmali olarak işlenebilmesinin mümkün olabilmesi gereklidir.
Bu husustaki sıkıntı da ancak, genel hükümlerde ihmali hareketin icrai
hareket gibi cezalandırılabilmesine imkan veren bir düzenlemenin ya-
pılması halinde giderilecektir. Zaten konuya ilişkin tartışmaları yuka-
rıda açıkça ifade ettiğimiz için burada bunlara tekrar değinmeyeceğiz.
Suçun özel kast suçu olması ve ilgili saiklerin örnekleyici olarak
belirtilmiş olması ispata ilişkin ciddi sorunları da gündeme getirmek-
tedir. Zira suçun karşılığı gelen yaptırımların miktarı da azdır. Bu iti-
barla TCK m. 122’deki düzenlemenin uygulamada gösterdiği etkinlik
(caydırıcılık), yetersizdir. Bu görüşümüzü TC. Adalet Bakanlığı Adli
Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan adli ista-
tistiklerdeki veriler de doğrulamaktadır. İlgili istatistiklere göre 5237
sayılı TCK’nın 2005 yılında yürürlüğe girmesinden itibaren TCK m.
122’den 2006
105
yılında açılan dava sayısı bir, karara bağlanan dava sa-
yısı ise sıfırdır; 2007 yılında açılan dava sayısı ve karara bağlanan dava
sayısına ilişkin hiç bir bilgi girişi yoktur; 2008 yılında açılan dava sa-
yısı
106
6, karara bağlanan dava sayısı
107
2, ancak her iki karar da beraat
105
http://www.adlisicil. adalet. gov. tr/ISTATISTIKLER/1996/ac_cik/2006%20
ACILAN%20KARAR_CEZA/FORM10TCK_TUR_2006. pdf erişim tarihi: 13. 04.
2012
106
http://www.adlisicil. adalet. gov. tr/ISTATISTIKLER/1996/ac_cik/2008_4. pdf,
erişim tarihi: 13. 04. 2012
107
http://www.adlisicil. adalet. gov. tr/ISTATISTIKLER/1996/ac_cik/2008_2. pdf,
erişim tarihi: 13. 04. 2012