Background Image
Previous Page  131 / 465 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 131 / 465 Next Page
Page Background

Tahkimin Kamu Hizmetlerine Uygulanma Sorunsalı ve Olası Sonuçları

130

temel amacın danıştayın devreden çıkarılması ve yabancı yatırımcıla-

rın arzuladıkları uluslararası tahkimin hayata geçirilmesinden başka

bir şey olmadığı Anayasa Mahkemesi iptal kararında sıklıkla vurgu-

lanmıştır (bkz.geniş bilgi, 1995/23 sayılı Anayasa Mahkemesi kararı).

Oysa uluslararası anlaşma ve sözleşmeleri görmezden gelen, salt

Danıştay temelli düzenlemelerin yetersizliği kısa zamanda kendini

göstermiş ve özellikle ileri teknoloji ve yüksek maddi kaynak gerekti-

ren bazı yatırım ve hizmetlerin bir an evvel sermaye şirketlerince

(ya-

bancı konsorsiyum)

gerçekleştirilmesinden kaynaklı zaruret yasal dü-

zenlemeleri de beraberinde getirmiştir. Bu amaçla

1999 tarih ve

4446

sayılı Kanun’la

Anayasa’nın 47., 125., 155. maddeleri değiştirilmiştir.

47. maddeyle yatırım ve hizmetlerden hangilerinin özel hukuk sözleş-

meleriyle gerçek ve tüzel kişilerce gerçekleştirileceği kanunla belirlenir

derken, 125.maddede yapılan değişiklikle yatırım uyuşmazlıklarında

tahkime gidilmesinin önü açılmış ve uluslararası tahkim ilk kez anaya-

sada yer almıştır. 155. madde ile de Danıştay’ın imtiyaz sözleşmelerini

incelemesi, düşünce bildirmeye dönüştürülmüştür.

1999 tarih ve 4492

sayılı Kanun’la

Danıştay Kanunu’nun 23 ve 24. maddeleri değiştirile-

rek, Danıştayın söz konusu yatırımlara ilişkin salt düşünce bildirebile-

ceği ve tahkim yolu öngörülmeyen imtiyaz sözleşmelerinden kaynaklı

idari davaları çözümleyebileceği hükmü ile bu konuda Danıştay’ın ön

denetimi tamamen kaldırılmıştır. Akabinde

2000 tarih ve 4501 sayılı

Kanun

ile kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz sözleşmelerinden doğan

uyuşmazlıklarda tahkim yoluna başvurulması halinde uyulması ge-

reken ilke ve esaslara dair hususlar belirlenmiştir.

2001 tarihli ve 4686

sayılı

Milletlerarası Tahkim Kanunu ile tahkim yasaları ihdas olun-

muştur (Doğrudan yabancı yatırımlar açısından son derece önemli

ilerlemeler sağlanmıştır).

2003 tarih ve 4875 sayılı Kanun

ile doğrudan

yabancı yatırımlar ile yabancı yatırımcıların özendirilmesi ve hakları-

nın korunması ve anlaşmazlıkların giderilmesi noktasında uluslarara-

sı tahkim mevzuatına açık hükümler getirilmiştir.

2007 tarih ve 5718

sayılı Kanun

(MÖHUK) ile yabancı hakem kararların tanınması ve

tenfizine ilişkin genel hükümler yürürlüğe girmiş ve 1982 tarihli 2675

sayılı MÖHUK uygulamadan kaldırılmıştır. Dolayısıyla uygulama-

da gösterilen çabaların yabancı sermayeye duyulan ihtiyaç yanında,

küresel politikalarında bir yansıması olarak ortaya çıktığı görülmüş-

tür. Bununla birlikte ülkemizde bu neviden yasalar ihdas olunurken