

Yaşama Hakkı
162
F- Ötenazi
Anayasa m. 17/1 ve AİHS m. 2 yaşama hakkı bakımından bir gü-
vence içermekte ancak ölme hakkını garanti etmemektedir. Mahke-
me 29.04.2002 tarihli Pretty/İngiltere kararında; devlete, bireye ölüm
hakkını tanımak ya da bunu kolaylaştırmak gibi bir yükümlülük yük-
lenemez, görüşünü dile getirmiştir. Burada Bayan Pretty çok ağır bir
ölümcül hastalığın pençesinde bulunduğundan hareket yeteneğini de
kaybettiği için intihar edememekteydi. Bayan Pretty’nin kendi rıza-
sı üzerine kocasının onu öldürmesi de yerel hukuka göre suç teşkil
edecekti. Mahkeme sözleşmedeki yaşama hakkının ölme hakkını da
tanıyacak şekilde yorumlanmasına mümkün olamayacağı sonucuna
varmıştır. Ulusal hukukta ötenaziyi düzenlemek sözleşmeye aykırı bir
durum yaratmayacaktır
54
.
G- Gebeliğin Sonlandırılması (Kürtaj)
İnsan yaşamı, doğumla birlikte başlar ve ölümle birlikte sona erer.
Hukuken yaşama hakkının ne zaman başladığı konusunda insan hak-
ları hukukunda kesin bir cevap yoktur. Bu konuda her ülkenin kendi
ulusal hukukunda yapacağı düzenlemeler bakımından oldukça geniş
bir takdir hakkı bulunmaktadır.
AİHM Büyük Dairesi’nin 08.07.2004 tarihli Vo/Fransa kararında,
cenine zarar verme olayının sözleşmenin 2. maddesi kapsamında bir
suç olarak değerlendirilmesinin gerekip gerekmeyeceği tartışılmıştır.
Bu olayda rutin bir check up için hastaneye giden ve altı aylık hami-
le olan ve Fransızca konuşamayan başvurucu personelin hastaların
soyadlarını karıştırması sebebiyle nedeniyle bir başka kadınla karış-
tırılmış, bunun üzerine yapılan hatalı müdahale sonucunda, ileri bir
tarihte çocuğunu aldırmak zorunda kalmıştır. Ulusal hukukta başvu-
rucu doktorlara karşı adam öldürme davası açamamıştır, çünkü Fran-
sız hukukuna göre ceninin taksirle öldürme suçunun mağduru olması
mümkün değildir. Mahkeme ceninin yaşama hakkının korunmasın-
dan yararlanıp yararlanmayacağı konusunda açık bir tavır almaktan
kaçınmıştır. Avrupa düzeyinde ceninin doğası ve statüsü hakkında
uzlaşı olmadığı ancak bu konuda koruma kapsamına alınmaya baş-
54
Tezcan, Erdem, Sancakdar, Önok, s.94.